YAĞMUR MASALLARI
şimdi dizimin üstünde, yüreğinden çaldığım günlüğün duruyor
içimdeki gökyüzü patlarken, dışarıda da nasıl bir yağmur yağıyor anlatamam ben şiir olup dökülüyorum tek-tek, bulduğum boş yapraklara soluk almadan, yaşadığımız sokaklar ve bahar kokulu nisanlar adına sırılsıklam * * --kendi dünyalarında yaşayan çocuklar gibi. o günlerde senin gibi ben de, bereketten sanıyordum bütün yağmurları ve gene sanıyordum ki çiçekler açtırırız, eğer beraber sıkarsak bulutları bir tekerlek izinden üstümüze bin çamur sıçrardı bazen, hiç aldırmazdık kendi aydınlığımıza daha da sarılır, kahkahalarımızla sokakları sallardık /hatırlıyor musun en şık vitrinlere ne sloganlar yazmıştık, sevdamız üzerine ama her damla yağmurda bir harf düşünce, ölü kuşlar ağlamıştı yüreğimizde/ . --sonra her zaman olduğu gibi araya kötüler girer. bütün afişler önce aşk mevsimiydi, sonra duvara asıldı arananlar listesi muhtıra dersen felaket, artık yağmur değil işkence bozuyordu sicilimizi gözlerimiz pencerede isli cam, yuvada sevişen anahtar sesiydi kulağımız masal kadar uzak geliyordu ama, kitabın sonu kadar yakındı ayrılığımız /bundan böyle adımlayacağımız her yolun sonu, nasılsa çıkmayacak mı bize sen, sen renginle ben de kendimin, isimlerimizi yazalım sokak isimleri yerine/ . --ama hiçbir masal öyle bitmemelidir… hadi uzattım ellerimi seni bekliyorum, koşarak gel nisan yağmurları gibi yoksa şiirler çekecek kendi iplerini, darağacına açarken son sabah güneşi artık susmalı mı, zaten ne kerevetimiz vardı bizim, ne de çıkacak tahtımız işte bu sebeptendir masal niyetine, daha doğmadan sevdaya yazılmamız /sakın, ben daha doğmadım deme bana, hala duruyor o vitrinler yerli yerinde sokaklar dersen fal açıyor adım izlerimize, isimlerimizi bir sır gibi gizleseler de/ * * şimdi, dizimin üstünde, yüreğine miras kalacak bir günlük duruyor içinde, içimdeki gökyüzü uyurken, ölü bir denize birden resmimiz düşüyor gülümsüyoruz. şiir olup döküldüğüm boş yapraklara, gemiler çiziyorum masalımızdan açılıyoruz bahardan sonralara el-ele, yağmur bile dinmiş oluyor ki çoktan ıslanmıyoruz. Cevat Çeştepe |
öyküleme bir tabir bu ve açık mavilerde sefer gibi.
çok güzel.