Beyaz Kapı
Beyaz Kapı
sesinin koyboluş yankısı sisli usulca kesti bileklerini zamanın yaşamak ölümü pelesenk etmekti ağaçlara sensiz... yanaklarındı hayat parantezim gülüşünse ömrüm gülüşünle beyaz bir kapı açılırdı kirlenmişliğime yıkanır arınır durulanırdım iyimser düşlerimi anlatarak yağmurun çiseleyişini sevişine beyaz bir kapıydı birlikte yürüyerek konuşmak şafağı... ağaçlı bir okul gibiydik aklımızda yeni yetmelik kendimize yabancı birbirimize tanıdık dolabımızda kışlıklarımız üzerimize üşengeç sesimizle yazı getiririz akşam buğumuza halk dolmuşu semt pazarı derken aklımızda kiralık gece yolculuklarımız odası sarı lambalı orta halliye yakın sakal kesme ve banyo yorgunu bir aile şunun şurasında olacağımız okul çağı gelmemeiş çocuğumuz mis kokulu saçları seyrek mut dolu ve sen varsan eğer çipil bakışların varsa yağmurumuz varsa nisan çiçeğim mutluyum ben ölesiye ’başkalarına herkesim kendime hiçkimse hiçkimseye hep başkasıyım herkese hep kendim... yalnızlığımla garantiledim karşılıksızlığı... varsın ama...’ not: küçücük penceremden sisli geceye bakarken onun üstünü örtmeliyim mışıl mışıl uyurken öpmeliyim saçlarıyla alnının birleştiği yerdeki yara izini... sabah gün akşam sis sevmekten başka bir şey yok dünyada... beyaz bir kapıydı seni sevmek girmedim daha içeri... Kağan İşçen (c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir. |
akşam sis
sevmekten başka bir şey yok dünyada...
doğru
sev/e/meyen başaramaz imtihanı
ve bitiremez adam gibi yolu...
tebrikler