ÖLÜ VE ÇIPLAK...
Kişiliksiz sözler yazıyorum hayatım hakkında.
Geçmişimi aşağılamaya çalışıyorum. Korkakça -kelimelerimin kahpeliğinde- Bedenimde isyankar bir yabancı. İsmini unuttuğum bir çift göz-benim mi- Not defterinde karalanmamış adam kalmamış. Hiç bir ses beklediğim notada yanmamış. Yazık düşmanlarım kadar cesur değilim. Bir dizi küfür gırtlağımda -kurşun gibi- Sıkmalı o zaman -şakağıma-. Sustum -söyleyemedim- sustum. Yalnız ve yanlış bir adamım buralarda. Gün bana öfkeli-gece hiç dostum olmadı ki- Ölü ve çıplak hayaletler. Ölü ve çıplak... Uyusam uyansam hep aynı menzil. Hayat aynı katliyet de -eksik ya da fazla- Vur beni vur yoksa. Karanlığa dönecek bütün bir isyanım -nefretle- Küllerim,toz duman,küllerim. Gözlerimden dört nala atlar geçiyor. Çığlıklarım nal seslerinde dövünüyor. Küllerim küllerim toz duman... Düşünürüm de. Susmamalı. Ki düşmanlarım susmazdı. Susacağım -hiçlikte- Susmayacağım. Ki hala hayatta iken. Bir katil gibi ölebilirim. Ya da ceset. Ne fark eder ki. Ben hala hayatta iken. Ölebilirim... |
Gün bana öfkeli-gece hiç dostum olmadı ki-
Ölü ve çıplak hayaletler.
Ölü ve çıplak...
Finalde güzeldi bu kısımda beğendim.Ellerinize sağlık.