Düş Ölüsü-II
oysa saf bir düşten doğmuştu masallarımız
yanlışı da hatayı da hayatı da aynı anda kılı kırk yararak yaşadık zembereği yaralı bir saat gibi zamansız ve anlamsız kaldık kırık bir keman teli gibi hüzünlü ve ağlak varlığın bilincinde yok sayıldık çevre nesnelerde anlamını öksüren öznelerin yükleminde yok sayıldık vicdan azabı gibi sırıtan mahkemelerde günün bilge yüzünde insanlığın ezber defterinde şiir dışında her yerde aziz soylu çeşmelerde bile sabıkalı sayıldık kör alfabelerden giysiler biçtiler üstümüze büyük harflerin dininde münkir bir cüceydik kimine göre tok bir söylenceydik hayatın yanılgısı ve hatası ikisi de açlık kokusuyla bir öpücük kondurmuştu tene kederini bir bohça gibi sırtına yüklemiş bin yıllık bir yükün vebaliydi omuzlarımızda acısını taşıdık viran hayallerin yüzümüz aynı topraklarda çürümüş kefen giysileri dışımız siyah bir fotoğraf sergisi .. acı, bir derin uykuydu bağrımızı kemiren eskiden kalma bir miras gibi tutunmuştu ruhumuza bazen çekmek de ölmek de birdir orada dünyanın duvarında yararlı sayfaların arasında bile takısız kaldık bu sabah da uyanamadı yaşına sıkı sıkıya sarılmış gözler ölümü o kadar çok iyi tanıdık ki biz ölürken bile hiç çırpınmadık _boran |
Kaç kırk masalın imtinasına binmiş fikirdi
Ölüme gebe hülyalarımız
İptidai sözlerden arınan
En arı su misali
Kılı kırk yaran
Virüssüz bir dünyayı kovaladık…
Zamanı deruhte eden bozuk saatin
Hangi anda doğru söylediğini anlayamadık
Enstrümanından arda kalan tel gibi
Anlamsız titreşimlerle yaylandık…
Ne varlığa yar ne yokluğa özne
Yüklenilen vazifenin
Yırtık mahkemelerinde
Soysuz vicdanların kahpesinde yaftalandık…
Aydın geçinen kara kapaklı kitabın
En ortasından!
Türevi narsist insanlığın ezberinde
Kızarmış yüzlü en utangaç şiirlerde dahi
Sabıka mührünü anlımızda taşıdık…
Kör betimlemelerden çıktılar yola
Büyük resmin ayrıntısında bir noktaydık!
Kimi çizgilere baktı eğri dedi
Kimi gözlerini kapattı resmi dinledi
Ne bakan duydu ne dinleyen gördü
Yanılgılarına yorgan örüp
Üşüyen yüreklerine örttü…
Kaç yıllık Excalibur
Saplanmış yüreğin en sancılı yerine
Bir taş gömütü değildi hikayesi
Kederli bir hakkın yenilmiş tarihçesi
Biriken veballerin bileşkesi
Savaşın kandan değil
Candan geçiren çilesi
Abidesinde kaç dilde yazıldı
Bitmeyecek gibi katliamların çocuksu
Masum ruhların mistik yönergesi…
Donuk bir sevdaya uyandık
Kararan nemrutların bakışlarında
Noel sarmalında tütsülenen dünya
Farkında mısın?
Biz ölürken dahi çırpınamadık…
Aren- tarafından 3.1.2025 20:14:55 zamanında düzenlenmiştir.