Kavgamsız Öpüşlerin
Kavgamsız Öpüşlerin
gündelik bir hışırtı değildin alnımda çamur rengi görünürken camlarda dışarısı peşinde değilim şeytan minarelerinin alaycı sevda kuşum benim tınında olayım bıraksana şu ince inadı güncemde ağrıları kendini aldatışının üzülerek söylüyorum ki şeker kız kendi’ciğim yoksunsun felsefemden öpüşlerin kavgamsız bir köşeye atmışsın meydanlarımı aklınsıra benim için kentler vardır geçici kesme taş caddeleri miting alanları fıskiyeli havuzlarıyla sana koşarken kendime ihanet ettiğim genç kızlarında tadını kokunu aradığım seni sevmek ihanettir yaşam çiçeğine... ’bil ki kimse kalmasa dünyada içten bir sonsuzluk seni unutmayacak yani bol öğle sonralı bir kentin nehrini birlikte izleyişimizi:...’ kuşlar gök yorgunu sırıtışlı ağustos böceklerinin tacizinde eylül sakinliğini özleyişim ilk akşam telaşına kapılmadan mor ve eflatun bulutların hüznü öpüşlerin kavgamsızsa kıyasıya üşüyorsun demektir ve tenor bakışlı susarak çözemezsin ölümün bukleli gülüşlerine neden bu kadar başlı başına kur yaptığımı... Kağan İşçen (c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir |