ÖĞRENDİM...Susmak en büyük çığlıkmış Sessiz çığlıklar attığımda öğrendim Hiç dokunmadan gözlerine, hiç düşmeden cümlelerine Anlatmadan anlamayı,anlaşılmayı öğrendim Buz tutsa da parmaklarımın, Bir yüreğin yangınına dokunmayı başardığımda çözülebileceğini öğrendim. Grinin her tonu ile kaplamışken yüreğimin renklerini İsterse insanın gökkuşağı ile yarışabileceğini öğrendim… Sınırsız bir kış mevsiminin sınırlarında yürüyorken Baharlara erişilebileceğini öğrendim.. Akla hükmetmenin, gönle hükmetmekle eşdeğer olmadığını Akıl denilen varlığın gönlün arka bahçesi olduğunu kavradığımda öğrendim. Kötürüm düşlerin yalpalamasında ağır aksak yürürken Umudun bir sopada olsa dayanılması gerektiğini öğrendim Yürek sızısına karşı aşka kaparken kapılarımı Aşkın arzulanan yaban bir sancı olduğunu öğrendim Çaresizliklerimde, çıkmazlarımda, karamsarlıklarımda Hayatın bende yarım bıraktıklarını tamamlamayı öğrendim. Hayatın sunduğu acıları her zaman kötü görmemeyi Her acı karşısında biraz daha büyürken öğrendim… Bakışlarım bir ölüm harfsizliğinde okurken hayatı Gözlerinde asılı kalmış düşleri toplarken yaşamanın değerini öğrendim… En umutsuz girdaplara atmışken benliğimi Allaha dayanıp gönül duaları ile selamete çıkılacağını öğrendim Hisleri yorgun, nefreti yoğalmış, bir bardak suda fırtınalar koparanları izlerken Asıl yorgunluğun gönül yorgunluğu ve kayıplarının ne denli büyük olduğunu öğrendim.. En yalnız hissetiğim anlarda, örneği Mevlana ve Şems’te olan İnsanın bir gönül dostunun olmasının ne büyük nimet olduğunu öğrendim. Güzel şiir yazamasam da, okurken dostlarımı ve okuturken kendimi Paylaşarak anlamanın ve anlaşılmanın bir ihtiyaç olduğunu öğrendim esmize |
Ve her zaman mütevazi olan bir gönül alçak gönüllü şaire öğretmenimiz.Kutlarım dizelerinizi Yunus diyarından selamlar.