Ahmaklar Ölüyorum Sizin İçinnn
Ahmaklar Ölüyorum Sizin İçinnn
bu kış bu dayanılmaz bir damla kan karın üzerinde korkuyorum kanımın çekilişinden çekilmez oluyorum kendime ah bu kış...yıkılmasın diye bu barikat beyazı nasıl yorumluyorum bilsen şerri hayra çevirmek bizim işimiz bir çartistin ekmeği on parçaya bölmesi islenmiş işçi mahallelerinin tam ortasına aşkı haykıran maden tozu biliyorum ağlamak yakışmıyor ekmeğime ağlamıyorum asla elleri şirinim aragon’dan çaldım mutsuzluğu ama umutsuz değilim guernica’yı taşıyorum ceplerimde günlüğümde stalingradlı bir mujiğin kumanyası: ’bekle beni geleceğim karlar tozarken bekle ortalık ağarırken yağmur yağarken bekle kimseler beklemezken bekle beni’* saatler öyle bir sus pus ki sanki kuşatılan o kent bir saniye önceki kent değil ne şarabın tadı ne ekmeğin mayası spartaküs’e gitti aklım o an o an aklımda ah o an ethel rosenberg’in aşk mektubu çanakkale’de bir yozgat türküsü saatler sus pus tarihin pususuna yatmış zaman üstad boynumuz kıldan ince çıplak gerçeğe bu vakit kuşların karnını doyurma vakti bu kış bu kışş ah bu dayanılmaz(mı) kışlık saray’ın önünde nasıl can verdi proleterya kan verdi işçi sınıfına ve ankara’da mustafa kemal hakimiyet-i milliye’ye umudu yetiştirirken nasıl da sevmişti bozkır gecelerinde ateş yakmayı ve yine patricia lumumba’yı düşlerken bir orman evinde yüreğimde nasıl da sabah oluyor afrika** bu kış bu ah bu dayanılmaz...(mı) ... neruda gibi sıcak olmalı keder bile paris önünde bir partizan kurşuna dizilirken ah o yiğit göğüste kaç yaşam yeşerdi üstad paris’te kurşuna dizilirken o yürekli ses: ’ahmaklar sizin için ölüyorum’* tarih dersi verirken faşizme kaç asker özledi annesinin şefkatini... ağlamıyorum inan beni anlıyorsun biliyorum gazze’de havai fişek sanırken fosfor bombalarını çocuklar unuttum burada gülmeyi ne hayata ve kendime yek ihanet içindeyim ne bağdat sokaklarında düşlemiyor değilim kendimi kederliyim üstad kederli neruda gibi sıcak... ’Ağlama sevgilim; Biliyorum ki benim çok acı çekmiş ülkem kendi bağımsızlık ve özgürlüğünü savunacak.’ * konstantin simonov’dan:2.dünya savaşında cephede yazdığı ’bekle beni’ şiirinden...milyonlarca sovyet askeri bu şiiri okuyarak türküsünü dinleyerek alman faşizmine karşı savaşırken can verdi... **afrika kongo bağımsızlık önderi patricia lumumba’nın kendi yazdığı şiirden...’afrika’nın yüreğinde sabah’...emperyalistler ve işbirlikçileri tarafından bir orman evinde katledildi... kağan işçen yağmuru izleyen çocuklar gibi şiirlerimle ve şiirlerimde bekliyorum... |