Yaşım Eflatun Rengim Kırk
Yaşım Eflatun Rengim Kırk
bir ’sen’ gördüm içinden mut çıkaracak hiç eski bir eski bir’im kalmamıştı bir im seni görememeyi bile kandırmadım seni sevdiğimi kazımak isterken üzünçlü hallerini sakladığına zengindi dudaklarım türkçem gibi bir türkü tutturdum tüm evren karakterli gecenin en bağnaz yerinde asılı kaldı gayreti hasretimin sesimle yırtıldı karanlık üstelik ötesinde bile yoktun ızdırabın ardından acı yitirdi bekaretini toptan bütün anlamlar ve evliydim damarlarımda olmamanla oysa kan bulaşığı kokusuydu tenimden koparıp atamadığım senin tortun kanının toprağı binlerce yıllık tek yasağım say ki gözlerimin yöresiyle aynı yörede doğdun say ki tenimdeki terle var olabildi bensiz gün ışığından bir şey anlamaması gülen yüzünün sonsuzluktan anlamayan bu sen misin? sen şimdi başka bir odada başka bir deride esmerleştiriyorsun güneşi bir oğlun var ve belki bir daha olacak ve ben belki çürüdüm kimbilir yaşım eflatun rengim kırk bil ki seninle yer değiştirdi ömrüm ben senin yerine binlerce ölü sen şiirin soysuzlaşması böylesine bir sevdanın soylu bir çiçek gibi uykusuzlaşmasında milyon yıl önceden milyon yıl sonraya zamansızlık bataklığında oyuncağım olmadı ağladığımı gören avuçlarından yağmur içtiğim bir gölgelik ama ben inimden senin için çıktım burası öyle bildiğin bir akış değil herşeyimi dünya cehenneminde bıraktım yüzüldü derim etim tırnağımdan ayrıldı kuru bir düşünce kaldım akıl bulutumda yağmak için yüreğinin en katı yerine takıldım iri gözlü bir hüznün ardına ’sonsuzluk fanidir yavrucum fanidir aslolan sonsuzluk’ Kağan İşçen (c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir. |
Yaşım Eflatun Rengim Kırk
ilginç ve güzeldi
kutlarım...saygılarımla