Alev Sesli
Alev Sesli
sade bir sabah başlangıcı yürüyüşüyüm ne geceye ne gündüze yaranamayan sadece gönlünü alan arnavut kaldırımlarının sana kendimi getiremedim ama yokluğumu getireceğim bir ömür yangınıyla ürkek hiç seninle olamamış uzun boylu ama uzun soluklu şu kervanlar artığı aramak gibi köhne bir acı olsaydın güneşle gidermezdim susuzluğumu alev sesliyim dilimde senden başkası yok seni haykırsam her gece aydınlanır yeryüzü gülüşün kızgın kızıl bir şiş gibi nuh tufanıdır aortumda her atışında kalbimin yakamozlar yağar gözlerimden çatlar toprak kanar ve susar sen sızarsın ışığına muştu bahçemin sanki şenliğimizi bekler insanlık tüm kumsallardır kum saatim baktıkça denize daha bir yakınlaşırım saçlarının tomurcuklanmışlığına her teli ayrı bir su çarpmak istiyorum saçlarını yüzüme arı duru böylesine saf benim tanımsın sen uykusuzluğumun güzelliği saniyesini bile sektirmeden her alasıyla söyleştiğim alev sesliyim sussam üşürsün korkuyorum ağzımı bıçak açmasa dona kalırsın ağlıyorum hıçkırsam köz damlaları yaralar açar avuçlarımda seni hayalinle de olsa bir daha hiç saramam diye kaygılanırım dört nala kısraklar şahlanır sel köpüklü hangi kaf dağının eteğindesin bilmem aramalarımda erdemli bir kan var gel sar yitikliğimi... Kağan İşçen (c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir. |
''susma, üşüyorum
yanan suya düşüyorum'' demiştim ben de bir şirimde
susmalar hem yakıyor
hem üşütüyor
güzeldi.