Sessiz ve Serin..
Gazel dolanmış ağaçların boynuna, koskoca bir şehir sis içinde debelenir..
Belki bu senenin son yağmurudur bu. Nemli bir vedadır bulutların maksadı, saat kulesinin alnına kondurduğu buselerin. Biraz daha ağlasıp gideceklerdir belki sessiz ve serin.. Ne zamandır tünedikleri yerden guku bile çıkmıyor artık güvercinlerin. Nefesimizi buhar eden mevsimlerde düşüyoruz içine, böyle saçma sapan bir kederin.. Şahidiyim her günün içine karışmak için yola çıkan insana dair dertlerin. Yok sayamıyorum gecesinden farksız dönüp duran kasvetini günlerin. Sürüp gidecek bu böyle damlaları yerde kımıldanan solucana dönüştürene dek hayalci düşüncelerin. Öyle anlarda gizli her kabulleniş, senin yaran sana, benim ki bana derin. Sanki ıslandıkça ağırlaşan şehirde en çok gece yankılanıyor yanlızlığı tüm caddelerin.. Öyle gecelerde girmişiz bir kafiye girdabına tutmuyor ne yapsak ölçüsü hecelerin.. Bana hiç sitem etmedi gülüşleri, eş dosttan ibaret meclislerin. Biliyorum artık pazarı olsa alanı olmaz sensiz bu şiirlerin.. Bulutlar kadar mazur görülsün gün dönmeden bütün gidişlerim.. |