Rüzgarın Önünde Olacak
Rüzgarın Önünde Olacak
güz ufukları gibi durma karşımda inan sokulgan alevlerim yakmaz ellerini bazancık da olsa başkalarına hiçbir şeyleşemez misin sırf benim için ama sorular sormalısın benimle ilgili uzaktan yakından ilgisi olmamalı başka hiçbir şeyle bir zeytin dalı uzatsan senin için bir hiç olmama bazancık içinde ve içimde önümüze diktiğin kayaları tuz buz etsen bir gerisini düşünmüyorum inan nerde açarsa açsın umut gülü ’ne dün ne yarın hele hele bugün...’ senin açtığın yerde ve güldüğün andayım bir karadeniz türküsü gibi belki oynak belki hüzünlü belki umarsız yağışlı ama sende beni beklememelerini bıraktım çoktandır olur veremiyorum alnıma ısrarlı kararlı bir namlu gibi dayanmasına sadece sözcüklerin yürümelisin ki olup olmadığım nereyse bağıydı bahçesiydi parkıydı caddesiydi sağır edercesine haykırmalısın kavgamda kadarlarıma inanmıyorum gibilerime soğuğum şu aralar ne gül ile gül ne o meşhur terazi seni sevmektir tek ölçüm seni sevmek tek hayat tarzım rüzgarın önünde olacak ama ne zaman olacak bir şey diyemiyorum sensizse tabutum bitişi okuldan kaçışlarımın arkadaşlarımı yarım ve kırık gülüşlerimle sevişlerim alıngan hallerimi sokaklara vuruşum hanili anlatışlarımın gözyaşı döküşü serçelerin su içmeye sekişine rüzgarın önünde olacak ama ne zaman olacak birşey diyemiyorum sensizse tabutum akşamı krallar gibi akşam ettik demektir yumuşamasına gerek kalmadan hiçbir karanlığın ömrüm orospu olmadan sevdiğimle kalmalıyım seninle dursuz duraksız sevişmek isteğime denizi örnek vermeyi kimseye ağzımı açamıyorum söylediğimle senaryoyum zamanı nasıl sıkı sıkı dolduruyorum bir bilsen zaman doldukça eriyor sözümona aşk çığları ölüm denilen o herşey nasıl eziliyor bu karmaşada şaşırma canım ama yitmeyecekmişim gibi geliyor bana seni sevince dünyadan beni kimse anlamasın istemiyorum tüketsin ömrümü gözlerin sen bile sana mı olduğunu bilme istiyorum kızma olur mu sensizlik hariç herşeyi terketmenin telaşındayım kendime fazlayım fazlalarımsa yavşak bir yalnızlık o bana ait değil ben yalnız değilim aptal yerine koyuluşlarım var en azından bana çocuk nasihatları çekişlerin mutluluk tablolarınla dolu odamda hüzünlü şarkıların senin ne kadar benim/le olmadığını düşünüyorum rüzgarın önünde olacak ama ne zaman olacak birşey diyemiyorum sensizse tabutum bir taş yığını gibi devrileceğim sokakta ve yaz aylı niçinsiz çünküsüz büyük ayı küçük ayı derken sonsuzluğun tam ortasına ’dün...yarın...hele hele bugün... hiçbirinde değilim evet belki böyle vahşi böyle bakımsız kirli sakallı ve salak... zaman sınırlar çizer seni sevmek sonsuzlaştırır...’ Kağan İşçen (c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir. |