adını aşk koydular
oturmuş barda
hardaki içine sulu birini arıyor yosma bir elinde sek viski diğerinde cigara… o da ne! bak şu aksiliğe! çakmağı yok çantasında. bunu gören adam damdan düşer gibi zıplıyor yanına kendi için değil insanlık namına çakıyor çakmağını yakıyor sigaranın ucundan seyrediyor dumanını… -zahmet ettiniz! -aman efendim zahmet ne demek şebek bile olurum karşınızda birkaç duble daha atalım rahmet de okurum ananıza! ve başlıyor kıyısından ince bir sohbet. -ben falanca firmanın filan işler müdürüyüm! -ben de yüksek semtin en güzel gülüyüm! derken birden geliyor Eros namussuz ok çıkıyor yaydan giriyor iki göğsün tam ortasından gelse de hesabın en tuzlusu ne yazar artık en soylusu başlamışken aşkın ödenmez mi adisyonu! hiç olur mu şiirsiz aşk! karışık birkaç dize gelsin ortaya zaten gönüllü balık geliverir oltaya, adam süzme şairmiş meğer tutuyor yosmanın elini koyveriyor dilini. /loş gözlerinizde sarhoş oldum birden artık ne elim durur ne de dilim böyle bir sevda gelmedi başıma bu gece bize gidelim./ -olur mu hiç birden o iş ben namuslu biriyim önce kalbimi doldur sonra bedenimle seviş. adam kaçın kurası hemen çaktı dalgayı. -ondan kolay ne var aşkım hele işe başlayalım. şıllık ondan uyanık -kusura bakma aşkım ben çok gördüm bu yolu peşin ister bu işler ne yapayım kalbimin huyu. ve adını aşk koydular çıktılar geceye doğru aynı şemsiyenin altında yağmurlu kaldırımda yürüdüler sevdalı sandı onları görenler. ateşi bilmeyenler kibrit çöpündekini yangın sanır. ö.n |
çıktılar geceye doğru
aynı şemsiyenin altında
yağmurlu kaldırımda yürüdüler
sevdalı sandı onları görenler.
ateşi bilmeyenler
kibrit çöpündekini yangın sanır.
evet
adını aşk koydular
da
bilerek koydular
aşk
yanlış yerde arıyorlardı
buluruz sandılar