Okuduğunuz
şiir
9.10.2008 tarihinde günün şiiri olarak seçilmiştir.
gece rüzgârları
kirli küreyi izlerken sessiz ay kefeni ten mezarı süsen ölüleri gezer rüzgâr; titretir inmeli yürekleri bir bir yalar us çıbanlarını sancılarını yoklar şirret hayatın kendini sürer gönül yaralarına iğrenmeden öper irinlerini, sinedeki sinleri açar tek sözle gizlice yer kalan dünü, bu yüzden toktur geçmişin geniş karnı insanı emerek doyar zaman.
nilüferim, yüreğimdeki sihirli ferim! bil ki, adam olan ardan örülü can yapısıdır kendine açılan dünya kapısıdır kalbi, bir yanı aşiyan bir yanı salacaktır sırça köşkün, konanları sevdayla karşılar gülerek yıkar gidenlerin cenazesini.
ve soyuldukça aşkın kabukları kiminden yılan çıkar kiminden yâr…
elimizde birikir gerçek dilimizde saklarız, kimse bozamaz tılsımını; yıldızlarla arkadaş yağmurla yoldaş olur, bulur bilinmeyen adresleri gece rüzgârıyla çalar kapısını…
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
adam olan ardan örülü can yapısıdır kendine açılan dünya kapısıdır kalbi, --------------------------------------------- kirlenen dünyada terazinin diğer kefesinde de kalpler kirlendi malesef. duarlı hasas bir yürekten her satırı ayrı derin anlamlar taşıyan çook güzel şiirdi gecenin bu saatinde okuma fırsatını bulabildiğim ellerine sağlık kutluyorum yürekten kaleminiz kırılmazsın.
şimdi rüzgara bırakılan bu ulu ses bir dostunkidir..... yorumlar hayli ile hakkında... şiir senin yürek haritan dost ben geldim kar kentine pervasızca yine bulurum seni ve geceye biraz hüzün ve biraz kırmızı ve çokça şiir var aldım geleceğim zamana yüreğe düşe merhaba diyip sarılacağım yere kadar sevgiler şiir ki yüreğindir....
elimizde birikir gerçek dilimizde saklarız, kimse bozamaz tılsımını; yıldızlarla arkadaş yağmurla yoldaş olur, bulur bilinmeyen adresleri gece rüzgârıyla çalar kapısını…
Günün şiirini ve şairini kutluyorum. Saygı ve selamlarımla.
kendini sürer gönül yaralarına iğrenmeden öper irinlerini............hocam, üstadım bunlar çok derin imgeler, bence şiir bu sözlerde bitmiş...irinli gözleri öpmek hangi insanoğluna nasip olur etkilendim tebrikmi?nasıl edeyimki...
Şiir; dünya düzeneğinin gün geçtikçe insani değerle kirlendiğini yavaş yavaş yok olan değerlerin zamanla yerini alışkanlığu bırakıp normal karşılanan seyirle gittiğini söylerken;
bu yüzden toktur geçmişin geniş karnı „bu yüzden toktur geçmişin geniş karnı insanı emerek doyar zaman.”
Artık zaman bile doymuştur insanın yaptıklarından.
Şair yüreğindeki sevgiye seslenerek içindekilerinin gücüyle bazı değerleri yitirmek istemediğini öylesi anlamlı dile getirmişki ve bağlamış, nasılsa her olgunun bir sonu var diyerek;
„gülerek yıkar gidenlerin cenazesini. ve soyuldukça aşkın kabukları kiminden yılan çıkar kiminden yâr… „
Sevgiye bağlanmış hayatı...Ve aşk bilinmez bir posttur, ne çıkacağını bilemezsin bu endişe insanı içsel sorgulamalara götürür ki hakikatli ise içindekini bulursun. Buradaki metafor çok iyi kullanılmış. Günümüzdeki aşklar deri atar gibi atıp başka aşklara soyunmaktadır.
*** Bir dini hikayeyi anımsadım tabiki rivayettir bu, örnekleme olarak kullanıyorum.
Peygamberimizin kızını istemeye geleceklerdir bu arada üç tane birden dünür çıkar aynı anda peygamber efendimiz üç kişiyede olur der, gelin. Sonra üç kişiyi de geri çeviremez ve o anda evde olan kedi, köpekte kızının sıfatına bürünür.
Dünürler gelirler hangisinin kendi kızı olduğunu ayırmak öyle zordur ki bu iştede bir hayır vardır der. Kızlar verilir yuvalarını kurarlar. Sonra işin gerçek yüzü çıkmaya başlar;
Köpekten oluşan kızının kayınvalidesi gelir ve der ki öyle iyi, sadık ama birden ne yapacağı belli olmuyor köpek gibi sözle ısırıyor insanı der. Derken kediden olan kızının kayınpederi gelir aman der iyi, mazlum, sessiz ama bin an geliyorki kedi gibi tırmalıyor insani nankörlükte çabası der.
Sonra esas kızının dünürü gelir derki öyle bir evlat ki insan evladı Allah sizden razı olsun der.
Kıssadan hisse hesabı yaşam içinde yaşadığımız tecrübelerle bazen görünenlerin içini göremeyiz dış yüz bizi farklı yerlere sürükleyebilir.
kiminden yılan çıkar kiminden yâr… „
bu da bahtına insanın!
elimizde birikir gerçek dilimizde saklarız, kimse bozamaz tılsımını; yıldızlarla arkadaş yağmurla yoldaş olur, bulur bilinmeyen adresleri gece rüzgârıyla çalar kapısını...
Zaman gerçeği er geç verir ve doğru adres senin doğrun kadarsa çalar mutluluğun kapısını ...
Sonuç olarak şiir yaşamın kesitlerinden yola çıkarak şairin hayata duruşuyla sergilenen dizelerle mesajını vermiş.
Edebi yönüylede kullanılan imgeler, anlatım, sade dille verilen betimlemeler sağlamdı.
Güne gelmeyi hak eden bir şiir.
Ömer Nazmi'nin genelde şiir örgüsü felsefeye ve mantığa dayalı bu sebepledir ki ayakları yere basan dizelerdir.
Inançla yazılan şiirler ve yaşanmışlık izleri şiirde anlam ve ruh olarak her zaman daha kuvvetlidir.
("Bizim araladığımız kapıdan girer rüzgâr" "İçimizde ki çocuk çok düş kurmuş çok bunalmıştır." Bu satırlar Sayın Şükrü Erbaş`ın " Yanlışı Sevmek " adlı şiirinden alınmıştır.
Yaşam bize ne rüzgârlar sunar; bazen meltemler, sam yelleri, kasırgalar, boranlar taşır bu da hayatın gerçekleridir. Yanlış ya da doğru kavramı sizde, yaşam felsefenizi siz oluşturursunuz Neyi sevip sevmeyeceğinizin değerleri sizde saklıdır...
Düşünce ve yüreğiniz sizi nereye götürdüğünde mutlu oluyorsanız orada durmalısınız...) Bana ait bir yazımdan alıntıdır.
Sonuç olarak şiiri gereğince paylaşmak, değerince alkışlamak gerekir.
Beğenimle Şiirle Sevgilerime...
Neslihan YAZICILAR tarafından 10/10/2008 1:10:37 PM zamanında düzenlenmiştir.
Evet Sevgili Neslihan, Ne yazık ki kirleniyor zaman... ve ne yazık ki bu zamanın ister istemez içindeyiz bizler de. İlkesizlik almış başını gidiyor. Utanmazlık, arsızlık artık çok hoş görülüyor.
Artık öyle nammussuzlar var ki, namusluların tükürüğüyle yüzlerini yıkamaya alıştılar. Aldırmıyorlar...
Emek ve yürek verdiğin yorumun için çok sağ ol. Sevgilerimle... Şiirle...
Evet Sevgili Neslihan, Ne yazık ki kirleniyor zaman... ve ne yazık ki bu zamanın ister istemez içindeyiz bizler de. İlkesizlik almış başını gidiyor. Utanmazlık, arsızlık artık çok hoş görülüyor.
Artık öyle nammussuzlar var ki, namusluların tükürüğüyle yüzlerini yıkamaya alıştılar. Aldırmıyorlar...
Emek ve yürek verdiğin yorumun için çok sağ ol. Sevgilerimle... Şiirle...
tutunmadan yüzerek yaşar nilüfer. bir kelebek kadar gezemez ama bulunduğu en derin yerde bile damlaya tutunur. can yapısında, yapraklarının kapısında yaşar. suya bağlıdır.
ay dünyadan kopan bir parça.. içimizde yaşayanlar kadar bizden. karşılıklı çekim kuvvetimiz. olmazsa olmazımız. sevgi gibi.. bağlılık gibi.. hiç bir şeye tutunmadan, karşılıklı yetebilmek, yettiğince mutlu olabilmek olgusu.
mezar ve rüzgar. yaşarken ölenlerin sahibi yoktur. ki; o mezarlar hep sahipsiz kalacaktır. toz zerresini süpürecektir rüzgar, ki; adını taşıyan mezarda izleri silinmesin diye.. ölüleri gezer rüzgar. kimbilir belki kendi namelerinden şarkılar fısıldıyordur.
yine gece, yine ay, yine rüzgar, yine sevda ve birbirine tutunarak yaşayan canlar. kim öldürür kenleri ölmedikten sonra..
insan kabuğunu kırdığında aşk doğurur. her aşk kendini büyütür. aşıklar en güzel kendi aşklarını görürler. herkesin aşkı kendine güzeldir, kendine özeldir.. kalıplaşmış aşklar dünyasında ne mutludurki aşkı doyabildiğince yaşayana.
aşk hızır gibidir. kapıya bir kere gelir. tanıyabilen mutlu olabilendir. "hızır değişik şekillerde gelirmiş insan hayatına ve bir kez gelirmiş"
hayata açılan ilk bakış ve alına ilk nefes, başlayan büyüme hızına uyum sağlamaktır. nasıl olsa yaşanır değil aslında. ondan soyuldukça aşkın kabuğu rengini sunar her sefer.
aşk toprağın karnındaki tohum tanesi kadar çatlar her sefer...
Harika bir şiir Şair yerini haketmiş doğrusu Aşkın kabukları soyulunca içinden yar çıksın Allahım Kaleminize sağlık Üstad var olun daim olun....selametle..
İnsan ve hayatı bu kadar basite sığdırmış şair...Pözitif modernizm adına.. doğumla ölümler arasında nutkum tutuldu...Herşey bireyde saklı kalmış ve yaşamış ölmüş..
duygu soyut bir kavramdır ve yine soyut bir dille anlatmak usta bir kalem ister
insanla beslenen zaman ölüleri gezen rüzgar
kabuğu çatlayan aşk
ve tek bir şansımız kalıyor geriye kabuğu çatlayan aşktan yılan çıkmamasını dileyip yar çıktığında sımsıkı sarılmak
korku filmi gibi bir giriş ve bu ürpertici duyguları insan gönlüne sığdırma üst cesareti ve küçücük bir umuda sarılıp karşı koyma cüreti
işte başarı diye buna derim ben Ömer Nazmi kardeşim sen harika bir şiirsin kendi başına son zamanlarda okuduğum ve büyük haz yaşadığım bir Ömer Nazmi Şiiri
alkışlarımla Sevgilerimi bırakıyorum sayfana
kardanadam tarafından 10/9/2008 11:15:04 PM zamanında düzenlenmiştir.
kirli küreyi izlerken sessiz ay kefeni ten mezarı süsen ölüleri gezer rüzgâr; titretir inmeli yürekleri bir bir yalar us çıbanlarını sancılarını yoklar şirret hayatın kendini sürer gönül yaralarına iğrenmeden öper irinlerini, sinedeki sinleri açar tek sözle gizlice yer kalan dünü, bu yüzden toktur geçmişin geniş karnı insanı emerek doyar zaman.
güzel işlenmiş emek sarfedilmiş bir şiir okudum sayfanızdan tebrikler değerli gönül dostu selamlarımla
adam olan ardan örülü can yapısıdır kendine açılan dünya kapısıdır kalbi, bir yanı aşiyan bir yanı salacaktır sırça köşkün, konanları sevdayla karşılar gülerek yıkar gidenlerin cenazesini.
ve soyuldukça aşkın kabukları kiminden yılan çıkar kiminden yâr… ************ BİLGECE BİR ANLATIM DİLİYLE ÖRÜLÜ HARİKA DİZELERDİ. KUTLUYORUM. SAYGILARIMLA ŞİİR VE SEVGİYLE KALIN.
nicel olarak hala varolan ama nitel olarak varlığını yitirdiğini sandığımız aşk'ı tinsel varlık alanına çıkarabilmeyi başaran bir şair ömer nazmi ağabey
ve ontolojik cehpesine yüzümüzü cevirdiğimizde salt bir kaç dizede dahi soyuldukça kabukları kiminden yılan çıkar kiminden yâr değil mi ?
özlemiştim bu ussal bir zorlamanın değil kalp kafesinin ardındaki bilge kelimeleri .
ve soyuldukça aşkın kabukları kiminden yılan çıkar kiminden yâr…
Aslında hiç adetim değil böyle şiirin bir yerini ısırmak;harika bir buluştu kıyamadım.Şiir bir nefes derinliği değerliydi.Bayıldım...Yürekten kutladım.Selam,saygı...
ve soyuldukça aşkın kabukları kiminden yılan çıkar kiminden yâr… === Aşkın kabukları soyuldukça, Aşkın kendisi ortaya çıkar . Tebrikler Hoş satırlardııı.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.