ateş işçileri
umudunu katıp demire
eritirken potada kendini bedeni sürgün verir yeniden uzar kolları iki yandan kor kabuklu iki fidan gibi… köz sezilir gözlerinde, bir elinde cennet bir elinde cehennem taşır, alışır ölüme yavaş yavaş; aş kavgasıdır bu yazgısı ateştir yoldaş! değişmez maden çağından beri… başındaki yanardağdan alnından süzülür kızıl teri, bu yüzden derisinde derindir asla silinmez lav çizgileri… topraktan madene madenden ateşe ateşten insana dönüşür bütün döküm işçileri… şairler de ateş işçisidir; söz tutuşturur dilinde bir ucu irem bir ucu irindir kalemlerin, sahtesi değil Aslı’nın aslıdır yüreklerdeki; aşk kavgasıdır bu kuzum! kaderi ayrılıktır âşıkların değişmez Kerem devrinden beri… şairler de ateş işçisidir sevdalarında, kendini yakıp kendini döker, bu yüzden şairine benzer her şiir… ö.n |