Mavinin Dibi(ben ölümler beğenmem, o beni beğenir en erken çağımda, çağırırız suskunluğumuzu, kelimenin metresinin kaçtan olduğunu bilmeden, konuşuruz bir boyluk ömür…) şimdi sen boynunu bir buluta daya akşamlar azalsın ya da ben öyle zannedeyim mavinin dibine ağlarken yaralı boynunu uzat dizime bir nehir nasıl kanarsa öyle kanasın o da üzülme gidişler kırmızıdır nasılsa ayaklarım senle beraber kalsın bütün akşam üstlerini yürüsün bir kent keşfedersiniz belki uyursunuz uzun bir kış uyanırsınız cehennem telaşı bir sabah birine emanet verilmiştir eşikteki ayakkabım geç kalmışlığın peşinden koşarsınız o an koşarsınız da yetişemezsiniz vakit yetmiştir varırım uzunca bir yol kısaca bir nefes siz o andan sonra yüksek bir siyahlıkta durursunuz çam ağaçları ile omuz omuza yeşil yolluktur kahverenginin kucağında uzanır ayak parmaklarıma bakarım kucaklaşırım ayaklarımla başımda toprak kokusu duvar diplerini susarım uzunca bir zaman hayatın tabutu gelir göz kapaklarıma boğazımdaki son yeli kefenler güneşi çivilerim takvimlerden kazırım buluşmaları üzülmem kendimi yaşıyorum zannederken kavuşma mavisinin dibi yok nasılsa K.Y. |
Hakikaten çok beğenerek okudum ve saygılarımı bıraktım
Selamlarımla