içinde hüzün olmayan bir şarkı söyle çiçeğe durup ayaza kanmayan bir ağaç gelinciğin ince belini düşün rüzgârda düşün! ayrık otu sevgilerin yüreğe sarılışını tutkunun tutkalı kaç kez ellerine bulaşıp kendini yakaladın dalgın kalemlerde kim bilir aynalar kaç kez kırıldı yüzünün alınyazısında…
ne hoştur geçmişi anmak karanfil kokulu şekerken aşk sakız kokulu kahveler içerdi dudaklar penceresinden bakardı denizin mavisine adı mutlu şiirler hep cebindeydi yer ve gök yoktu yokluk zımparalamamıştı yüzünü varlığın ortasındaydı zaman!
bahar geldiğinde unutma ki az kaldı kadife çiçeği balkona taşısın bir ara sözleri belki bulaşır dile yahut yüreğe yumuşacık sevgi…
basmadan perdeler camda dursun sussun artık içerisinin karanlığı iki kere açma camı bırak açık kalsın rüzgâr neleri sürükler bilinmez çam ağaçlarını ola ki unutma kaç mevsimi sırtlar yeşillerine iğneleri kendine batarken.
üstü şeffaf örtüler ser yüze iyice öğren dünyanın yaşını kaç aşk eskitti kaç yâr can suyunda boğuldu iklimleri teninde hisset ki öğren yaşamayı bir rüya nasıl uyanır kan ter içinde öğret bunları kendine…
sokaklar lambaları sabahla söner iki martıdır çatılarda gezerken aşk ve iki ayak sesi belki iki ürkek yürek gemiler düdüklerini çalarken başlar içinde o apansız acının sireni bir kase şerbetti oysa ses günün en güzel kelimesi günaydın sevgili…
geceleri sayma gözleri kapalıdır onun gündüzü de görme yaraları serer günletmeye iyisi mi renk ol bulut ol uç gökyüzüne…
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
iki... şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
iki... şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
"basmadan perdeler camda dursun sussun artık içerisinin karanlığı iki kere açma camı bırak açık kalsın rüzgâr neleri sürükler bilinmez çam ağaçlarını ola ki unutma kaç mevsimi sırtlar yeşillerine iğneleri kendine batarken.
üstü şeffaf örtüler ser yüze iyice öğren dünyanın yaşını kaç aşk eskitti kaç yâr can suyunda boğuldu iklimleri teninde hisset ki öğren yaşamayı bir rüya nasıl uyanır kan ter içinde öğret bunları kendine…*
Hiç birşey yoktu. Sükut oldu. Sonra kelam oldu. Ve kelamlar şahını, şiiri buldu. Az ileride sanatla buluştu. Sanatkarlıkta karar bulunuştu...
Söz hep vardı; dünde, düşte, yükselişte, düşüşte... Yarında gelecekte de, yarımda tümlükte...
Ve bunlardan sonra sözle sanatlaşan şiir Hayatı ve yaşananları sorgular oldu. Böylesi bir fısıldayışın dizelenmesiydi bu şiir...
Kaleme saygı, selam ve Edip'çe tebrikle...
S. Edip tarafından 2/25/2009 4:07:29 PM zamanında düzenlenmiştir.
Sevgili kardeşim bak senin bütün şiirlerinde ortak bir özellik daha yakaladım bugün ondan bahsedeceğim
Yakın köyde düğün olunca davulların sesi gelirdi. Bir sigara içimi mesafedeydik. O delikanlı çağında davul sesini duyunca o sese doğru herşeyi unutup koşardım bilinçsizce bu ritüel bir yapı. Derenin bayır aşağı akması gibi. Sonra oynardık nasıl oynardık niçin oynardık gel de cevap ver bakayım. Kimse yanıtlayamaz
Senin de içinden şiir geldiği zaman anladığım kadarıyla kalemin son noktayı koyana kadar durmuyorsun.
Bu sitede yüreğinin sesiyle şiir yazan çok az sayıda kişilerden birisin. Ne mutlu sana
içinde hüzün geçmeyen şarkılar tükenmeye ve meyve vermeyen ağaçlar kesilmeye mahkum diyorum bende..ve yazgıdan çıkıp alnımızdaki kırışıklarda yerini alan her acı yeniden kazıyarak kendini gözlerimizin geride kalan bakışlarına hüznünü açılıp kapanan sancılı sayfalar gibi tekrar eder.
Ve ikinci bölümde umut diyorsunuz..hep baharda mıdır umut.karanlık hep gecenin koynundan mı bulaşır.belki de öyledir.kişin iç dünyası ve yaşama bakışı duruşuyla alakalı olsa gerek
çok sıcak betimlemelerle başlayarak bu güzelliği sonuna kadar devam ettirmiş şiir.kullanılan şiirsel dil ve bütünlükten kopmadan finale kadar vermek istenen mesaj,kelimelere yüklenen vurgu insanın zihninde bir ezber yaratıyor.bahsi geçen tükenmeye mahkum şarkılardan uzak bir çalışma..hani hangi durakta konaklasanız bir çay kıvamında dinlenmek için uğrak yeriniz olabilir.diye düşünüyorum
sadece bir bölüme takıldım.eminim şairin yazma sebebinde önemli etkendir.ama ben gereksiz ve fazla bulduğumu söylemeliyim..
‘’bahar geldiğinde unutma ki az kaldı kadife çiçeği balkona taşısın bir ara sözleri belki bulaşır dile yahut yüreğe yumuşacık sevgi…’’
Şiir kendini fazlasıyla ifade etmişken..bu satırları fazla buldum.. bu şiiri buradan alıp yaz ortasında okumaya çalışsan bahar yakın olmayacak.biraz daha geniş zaman yaymalı diye düşündüm şahsi fikrim..
Bir paragrafta final için söylemeliyim.bence en güzel ve anlamlı yeri .hayatı dolu dolu yaşamak için biraz daha ince perdeden bakabilmeli.iki kez gelinmiyor.. Ayrıca resim ve kullanılan tema ile güzel bütünlük sağlanmış Kutlarım.. Saygımla…
Fazla dediğiniz dizeler ile öngörülerinizi aklımın bir yerine yazdım tekrar gözden geçireceğim. Şiir belki kişlerin hayatına yön verir umuduyla yazanlardanım, iki kere gelinmiyor hayata ki çok yakın bir süre önce bir fotoğraf dostumu kaybettim anladım ki hayat yaşandığı ölçüde güzel. Bilmek ve uygulamak farklı olgular.
haklısınız efendim.hayat denilen şu alemde kimsenin malına mülküne parasına buluna karısına kızına bakmadan..asi olup önüne geleni yıkmadan..dostların arkadaşların senden bıkmadan..yaşamak lazım diye düşünüyorum..saygılarımla
sokaklar lambaları sabahla söner iki martıdır çatılarda gezerken aşk ve iki ayak sesi belki iki ürkek yürek gemiler düdüklerini çalarken başlar içinde o apansız acının sireni bir kase şerbetti oysa ses günün en güzel kelimesi günaydın sevgili…
geceleri sayma gözleri kapalıdır onun gündüzü de görme yaraları serer günletmeye iyisi mi renk ol bulut ol uç gökyüzüne…
ne hoştur geçmişi anmak karanfil kokulu şekerken aşk sakız kokulu kahveler içerdi dudaklar penceresinden bakardı denizin mavisine adı mutlu şiirler hep cebindeydi yer ve gök yoktu yokluk zımparalamamıştı yüzünü varlığın ortasındaydı zaman!
İki kere gelinmiyor dünyaya insan iki ayrı zamanda iki ayrı dünyanın hayalini kursada...
Sevgili Neslihan yine tekrar tekrar okuttun dizeleri her dize yüreğine uzanan bir yol kendimce... Beğeniyle okudum sabaha düşen buruk bir beste hissiyle... Kalemin hiç susmasın... Sevgimle kal...
Çok güzel bir serbest şiir okudum, keyif alarak bunalmadan. Finalde çok güzel olmuş; geceleri sayma gözleri kapalıdır onun gündüzü de görme yaraları serer günletmeye iyisi mi renk ol bulut ol uç gökyüzüne…