ESKİŞEHİR VE AŞK...
___ Özledi seni bu şehir
İnceden sevgi telaşımız, Kahkahalarımız Şehrin köprülerine saklandı Porsuğun kenarına liman, Çay bahçesinde misafir Bulmaca çözdüğümüz kalemde Uzaklaştıkça ellerin Bu şehirde gömüldü kendine Sıcağı azaldı yaz düşlerinin... ___ yorgun İstasyon meydanlarında sessiz kaldı izlerimiz Köprübaşı, Doktorlar Caddesi kalabalıktaki yalnızlığımızdan resmin kaldı sevgili bir de , lüle taşından pipon sancılı şiirler hüzünlü, yaslı düşlerimize ortak ettiğimiz Porsuk o bile benimle aynı sen gideli, tek damlayla taştı şehrimin çayı... her şey değişti hal bile zengin edasıyla haller oldu çok sevmiştin buraları bilirim... sen azalırken büyüdü bu şehir... ___ ne varsa aldığın bahardan, yazdan tanıdık selamlardan seni sordular sustum. Odunbazarı’nda eski evlerdik şimdi Cumbasında beklediğim senler bir yerlerde ağaçlar yıkıldı gölgesi suya değen yerlerim incindi, alıngan oldu şiirim. Adalar o eski Adalar değil! ___ bu şehir sevmişti seni Hamam yolu, Yediler adım adım bizdik, yoksun sevemedi benim gibi sensizliği çocukluğum esti bazı gecelerde ayağıma takıldı vurduğum taşlar onlar bile canımı bu kadar acıtmadı parklarda kuşlar da sustu onlar da göç ettiler uzaklara tıpkı senin gibi... Bademlik gibi terk edilişimdin... ___ Eskişehir ve ben şiir ve aşk düş ve gerçek yalnızlığa esir düştüler... tramvay taşımıyor içimdeki yükü... |