Hayat/Saat -5 Tapu Meselesi
“-ebemin mezerinin yakınından geçiyosam da
gıbleye döner okur-üflerin her -cumaağşamı - da, euzü besmeleyi çekerin bildiğim dovaları Allahula’yı okur uruhlarına hediye ederin Allah gabil etsin “-Amin-amin” “-Allah biliyo ya üsdümde çok eme(ği) gursa(ğı)mda çok ekme(ği)var anamdan fazla sarınmış sırtına, i(l)k torun deye yere-göğe koyamazımış ağşamları gayfaya ğetsem de ıcıcık geş galsam merdimenin başında bekleyip durudur nur içinde yatasıca Allah gani-ğani ıra(h)met etsin yattığı yer nur gabiri cennet olsun Allah gabir ezabı vermesin cem-i cümle günahları affosun” Allah rahmet eylesin bobam “-sen bilin” dedi “-bi araya ğelin, gardaş gibi kimsenin hakkı kimseye ğeşmesin” üleşdirdim halalarıma, emmim gile “mürekkep yalamış”ıyım deye bana düşdü isder isdemez mamele işleri de tapı dayırasına ğetdim annatdım “-durum” böyle böyle “-ver makeme ilâmını” “-ne makemesi, ilâmı abe(y)” öte yandan biri dedi ki, “-sen önce makemeye gedecen” len ne makemesi, “-ebem öldü, eceliyne yaşı doksan küsurudu zati işdecik mıhdar da tasdikleyvidi nüfusdan da düşürtdüm saba(h)le(yin)” “-öyle deği” dedi, “-oradan bi karar getirecen” ne deyelim şeratın kesdiği barnak acımaz “-peki” dedim tapı deyince biz, Kasım Bey gibi efendiler biliriz emme gazın aya(ğı) öyle deği(l) tam bi devlet dayırası vallahi uzatmayalım vardım, hemen alt gatın girişinde onnara da izah etdim “-durum ….” böyleyken-böyle.. böyle “tapı dayırasından kıyat isdeyollar” dedim “-doğru” dedi, adı da Şengül’ümüş adamın biri “-amma onnar bize bi yazı yazacak falan köy, falan mevki, adası parseli adı-soyadı, değil mi olur ya üsdünde ipotek olabili” len ne ipoteği gadının ipoteğinen ne işi olabili yalan olmasın, gadının son deminde gene de gulağına eğildim, sordum, “-borcun var mı ebe borcun” “-şükür emrine, Allaha bi can borcum mar” dedi “-Allahdan başka kimseye borcum yok” deye deye getdi zati, amma adam haklı, o, onun görevi vardım tapı dayırasına gerisin geri işimin ters gedeceği belli cinlerim depemde vallahi garnıma bi ağrı ğirdi bak gör Ya Rabbi bu tefa orta yerde; gabak gafalı bi adam, sil baştan anlatdım, gari şefleri adam bana kırk dereden su getirtdi en sonunda nüfus cüzdanımı isdedi “-ya sahte evrakınan, birinin tarlasını başgasına yıkıvırıyosan” dedi haklı vallahi de! Ben kimin bilmeyyo ku benim etiyacım mı var, yok şükür.. “-olmaz sa” “-yoğusa bizim bildiğimiz iki şahit” dedi Allahın onarcağı ya “-fırsatım olursa muvazzaf yokalmamı yapdırın” deye gocaman defteri yanıma aldıydım uzatdım adam bakdı başga gaşcak yer galmadı “-bekle” dedi, terk etdi dayırayı bekle Allah bekle gari adamdan habar yok valla ayaklarıma gara sular endi haralda adam bazar bazarlamaya ğetdi öyle ya haftadan haftaya bi bazarı adamların “-nere ğetdi bu adam” deye gürleyince ordan biri “-senin iş uçu arşife endi ya!” dedi hayır benim gorkum öylenneyin mesayinin biteceği hemi de bu arşif ne len neye benim uçu.. işini ğücünü bırakdı ğetdi ha.. neyise adam geldi, habar almış diklendiğimi belli bana “-ne böğürüyon sen, len” dedi işimin görüldüğüne bakayın deye ses etmedim süt dökmüş kedi gibi “-gusura bakma ağbi” dedim, “-özürün kaba(ha)tından böyük Allahın köylüsü” ordan aldım kiyadı, bi sevincinen “-şükür işi halldecez öylene” seğirtdim vardım makemeye adam hemen yazacağdı, eli varmadı kalemiynen “-olmadı” dedi belli ürüşvet isdeyollar on gün bekleycen emme vermeycen benim işi mezbur yapcaklar “-senin eben hasan gızı, değil mi” “-evet” dedim “-burda hüseyin yazıyoru gardeşim” dedi “-etme eyleme adamın adı hasan, hasan üseyin deği ki, hı de(ye)ce(ği)ne ” “-tapıdakınnar düzeltsinner” dedi, ulen bunnar gumpanya o, ona, o gerisin geriye o ötekine köylüyüz ya çaresiz döndüm gerisin geriye vardım, durum böyle, böyle annatdım adam “-gardeşim bi senin işin mi var bunun adı bazar, bak sırada bekleyenner var en eyisi mi sen yarın gel” nalet olsun, ertesiğün zabbahdan Allah var ya ıçcık peynir, yoğurt-dolaz alağetdim n’olur nolmaz, öyle ya adam haklı bi derdi ben miyin “abey şu bizim işi ……… gözünü seveyin” ….. adam, yüzüme bile bakmadı valla “-ben dün bakdım gardeşim ona orada “hüseyin” yazıyo benim yapcağım bişiy yok” yahu abey ı-ıh aman-zaman “-valla olcağı bu bunun” abey-mabey kar etmedi hay senin yapcağın işin ……………. dedim fırladım dışara elimden bi gaza çıkcak valla bizim köylü Cöbe dayıyı buldum yoğurdu peyniri ona verdim “-len o arkadaş eyidir” “-eyiyse madem düş öğüme isbat et hadi” getdik, adam ona da “-Osman abey orada “Hüseyin” yazıyoru ben de orda gördüğümü yazıyon gafamdan yazmadım kiyne söz temsili orda “osman” yazıyo olsa da ben hasan yazsam olu mu” “-dooru olmaz” “-ee hüseyin yazıp durukana neye hasan yazayın” …… “-bunun olcağı ne” “-olcağı bu” Cöbe dayı da kar etmedi Üssüğün Melide getdim Mırı Şabanın dünürünün, dünürü Şevket Ağaya Bakgal Iramazana, Davıda öğüme ğelene, dert yandım tapıcıyı kim tanıyo dedilerise ayağına vardım kimi eletdiysem “ı-ıh” geri ğeldim yalvardım yok zabala herkeş durmuş bize bakıyodu hinci herkeş işinde gaydında “-abey ne isdersen vereyin benim hu işi halledivi” yoğ Allah yok adam nuh deyo peygamber demeyo atıyo bana fırçasını, havasını işiniz olmadımıydı it gibi yalvarıyon, işiniz bitdi mi, yakın semtimize uğramayon işin görülsün deye herkesi buraya toplayon o tefderi ben mi yazdım, orada öyle yazıyo iki ğün sonura gastelerde; iresmimiz çıksa “sahte belge düzenlediler de vatandaşın malını elinden aldılar” deye “-hıı! o zaman ortaya çıkıp da “yok meselenin aslı öyle değil böyle” deye tapıcıyı ben yanıltdım o bana doğrusunu yazdı verdiydi emme ben kendim değişdirdim” dermin ıhı sana çızık, vallaha da demezsin billaha da demezsin” “-derin, dememiyin abe yeterki sen imzalayvı bi, ha!” “-valla da demezsin, billa da demezsin sen işiyin görüldüğüne bakıyon emme ben imza atıyorun,onun altına boba” mesuliyet bana geçiyo direkmen ben attığım imzanın ömür boyu vijdan azabını çekerin değil Yörük Osman, değil kaymakam yerden bobam çıksa kimse bana bunu imzalatamaz “-e valla haklısın abey de ben sırf bunun uçu geldiydim dün.. böğüne talik etdin “pekey” dedim, birez sonura araba getmeycek olsa önemli deği(l) valla acaba yarın gelsem” “-isdersen alt(ı)ay gel-get gardeşiiim benim yapca(ğı)m başga bişiy yok” “-eyi de abey, biz hinci n’apcaz” “-valla o senin meselen beni hiç ırgalamaz” bin yalvar, rica minnet “-olmaz, da olmaz” “abey çıkar bi yol gösder” “yok” ölümün öldürümün, seninki yanıma ğeldi elimden kiyadı aldı “isdemeyosan vee gardeşim” dedi kiyadı aldı yırtdı tam o ara, bakdım seyirciler bıkmış bizim piyesden herkeş işinde gaydında kimseye çakdırmadan yumruğumu bokis etdim de ben bunun böğrüne bi endirdim “hang” deye iki büklüm oldu-ğedti valla “-evet” … “-gardeşim esgi yazı bu hasana sinek sışsa hüseyin olu” .. “bu da öyle olmuşdur al-gel şunu, hasan yazıverelim olsun-bitsin vatandaşı ikki sahatdır neye yoruyor sunuz, .. işin görülsün” hemen yazdı, uzun uzun imzaladı mühürledi, elime uzadtı, emme hala böğrünü dutuyodu ardıma bile bakmadan doru Şengül’e ani-takke tamam, isdermezse olmasın valla bokisi ona da hazırladım amma farkında benim canımın burnuma geldiğinin, sıkışan kedi, köpee cırmalar ya da namım yörüdü dayrada “sağol” deyen, deye bi yanına varayın peynir yoğurt isder mi öyle ya “bi ta(ha) işim düşer” “gusura bakma abey” deyeyin deye işim bitince okarı çıkdım tufalete getmiş gelmemiş baya bi bekledim illa bi “Allah ırazı olsun” deycen araba gaçacak deye ardıma baka baka endim hökümet gonağından ondan sonura da yüzüm dutup da varamadım yannına adı hinci aklıma ğelmeyo emme o ğün hiş demediysem beşyüz tefa, dediydim ezberlediydim valla-billa dediği gibi..işimiz bitti ya! neyse, olmuş işim, bişmiş aş su isdemez zati adamın ismini zikretmek gerekmez” KELİMELER; cuma akşamı/cuma derneği: perşembe akşamı (perşembeyi cumaya bağlayan akşam) Direkmen/direkman: doğrudan, direkt olarak, otomatikman, kendiliğinden talik etmek: tehir, erteleme, daha sonraki bir zamana bırakmak |
kalemin hic durmain ustat sen yaz biz okuyalim.saygi ve sevgilerile.