FİGÜRAN
Bir yudum çay
bir nefeslik de sigara Sonra emanet gülüşünü bıraktı sol yanına Tebessümü kayboldu Yılların çizgilerini bıraktığı yüzünde Gri soluk akşam üstlerine çaldı yüzünün rengi Kayboldu dilinde hecelerin, sözcüklerin ahengi Buğulu camlar gibi nemlendi gözleri Yüreğinden koptu geldi birkaç damla inci tanesi Sormazdım bilseydim yüreğindeki gizemi Sormazdım ki bilseydim bu kadar üzüleceğini Buz kesmişti elleri Hissettim buz kesmişti yüreği Neden sordun der gibiydi bakışları Durmuştu sanki o an kalbinin atışları Belli ki sevdalıydı yüreği Sevmişti bir zamanlar o da deliler gibi Belli ki yaralıydı hala yüreği Bakışları uzaklara daldı gitti Bir of çekti ki derinden, ürperdim lodos mu esti? Neresinden başlasam ki dedi anlatmaya Sevmiştim dedi iç çekerek Sevmiştim, güvenmiştim de Sevildiğimi düşünerek Liseyi bitirdiğim yıllardı Hazan görmemiş ömrüm bahardı Goncaydım henüz gül olmama çok vakit vardı Benim de düşlerim vardı yüreğime yazdığım, adını sakladığım lakin farkında değildim alın yazımın Benim de düşlerim vardı pembesini bayazına kattığım Her genç kızınki gibi en pembesinden bilemezdim bilemedim de Yalanmış en sahisinden düşlerime baka kaldım ömrümün penceresinden Lakin hayat dedi okuyamadım, çalışmam gerekti Senaryosu yazılan hayatıma bir figüran gerekti Düşlerim bana çok uzak, hayatsa tek gerçekti Aşkım, sevdamsa, hisseme düşmeyen en kıymetlimdi Düşlerim karıştı gözyaşlarıma aktı gitti yıllar önce Ege’nin serin sularına Genceciktim o zamanlar, Bir kızım vardı kucağımda Binlerce sızım vardı gönül sazımda Ahmet Şahin 04.06.2014 |