Kasaba (2)
-2-
her hafta pazartesileri kasabanın pazarı erkenden hoperlörden pazar duası “-Ey yüce Rabbımız …. hayırsız ehliyaldan , faidesiz bilgiden sana sığınırız.” satlıkçılar işini bırakıp; Kıbleye döner en samimi dualarını ederler eller dua için açılır yüzler sıvazlanır . bütün müşteriler illa -pazarlık - yaparlardı ilk satış bir an evvel yapılır, ne hikmeti varsa “-kiminin parası kiminin duası” .. “-ve(r) bakalım, hadi senin de gönlün galmasın” yemin billah üstüne basa basa “-para ğazanmaz valla maksat aya(ğı)n alışsın” ve şevte parasını “-bereket ver Ya Rabbi!” diye, “şevte” bö(y)le oluvessin bakalım, at yere, yere at yere” illa yere attırırlardı alel acele yerden alınır “şevte parası” sanırım rüzgarın hışmından korkarlardı “-seftesi senden bereketi Allah’dan i(n)şallah aya(ğı)n uğurlu gelir bizim o(ğ)lan” . bir an evvel diğer müşterilerle ilgilenmek için kurtulmak gerek! parası alınandan “-hayrını gör bizim o(ğ)lan aman! bu fiyete aldığını sakın deyvime kimseye” “-olu(r) mu canım, heş deyvirimiyin” ne güzel; alanı memnun göndermek bir mennuniyetlik, bir huşu içinde alel acele savuştururlardı . başkalarından da bir siftah vurgunu yapma telaşı hatta ilk seçici olma çabasıyla “-hinci öylene ğalmaz bazar tavsır döküntü-seçinti almaktanısa bi(r) an evvel demir tavında döğülür üç aşşa beş yokara” hacat görülür . |