F İ L M "yaşanmamış yıllara"ben bu filmi daha önce gördüm kalbim anlatma bana sevinci göğsünde kırılmış, unufak camdın sen ve can kırıklarımla çırpınan ben/de boyunu aşardı o duvar yine de âsiydin sarılıp turkuvaz maviye masumiyetle sarmaş dolaş rüzgârdayken öderdin gökyüzü genişliğinde kara bedeli zaman boşluktaki belâlın ve esâret kamburun sırttaki günahlar artı sevaplar ne eder dizi dizi istekli teraziler tas tas acıyla sulanıp büyüyen kederde susardı neşeli şarkılar ne çok şey vardı o filmde, ne çok... ama hayat dolmazdı hiçbirinle... sonra, pişmanlık perdesinde saflığını yitirip bu kirli dünyayla kirlenmekten korkusu dağlarca o kız çocuğu karanlık dağ eteklerinde yalnız kalbi küt küt atan ürkek bir kuştu sevmemişti geceyi yine de gecenin saçlarına tutundu ona, bir tek şevkat elini o sunmuştu o zamandan bu zamana hiç gün değmedi ayaklarına tende güz başlamıştı, mevsimde güz söylenir, değişmedi hâlâ aynı söz m e l â n k o l i hak, sevmek yasak /yenilgiden kurtulamadı kadın çıkamadı kozasından kaçıp gitti zaman treni kanatsız kuş gibi şimdi bekler ölümü/ ben bu filmi daha önce de gördüm sus kalbim sus, anlatma bana... Hâdiye Kaptan (c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. |
film koptu tekrar tekrar başa sarmaktan...
bir dönemin yansımasıydı dizelere...
kutluyorum...sevgiler...