Kuşkulu Duruşumu Sende Erteledim Hayata Karşı
kuşkulu duruşumu sende erteledim hayata karşı
buza yazılan yazılar gibi güya ölümü erteledim aklıma taktığım sanatlaşmaktı gözleyişinle ormansılığımı daha yaşanmamış küçük ara sokak öpüşmeleri ayaklarımız üşüdüğü halde dışarıya kaçtığımız günlerin hatırının sürmek vardı keyfini ağlamaklı duruşumu sana sakladım hayatın akışına karşı ırmaklarım sana kavuşacaktı kaybolmak için acılarım ırmaklaşırdı bulutlar bembeyaz izlenmeye hazırladıysa kendini yeşil çimenler unuttuysa yeşilliğini başıma yastıklaşınca otların börtünün böceğin kekre kokusu sensizleşme ihanetinin bataklığına batmadan düşlerimizi uçurtma sandığımız günler yaşanacak tüm kederleri saklamaya kanmasıyla ne güzeldi o çocuksu tiranlığı el ele tutuşmamızın şimdi bir donuklaşma böyle kalbimin yağmurun ışığa vurmasına küsmesi sen sen değilsin artık çözümsüz sorularımın karşısında tasını tarağını toplamış bir ayrılık bu güncelliğiyle yok olmaya mahkum ve ayrılığı biterse biter asıl yarası sarılı sarsıntı aşk deyip teğet geçerse ölüm ömrümüzü yiteriz akşamüstünün bol ufuklu çaylarından sefamızı hiçlik sürer bilsek de yaprakların siyahlaşmasının bizle bir ilgisinin olmadığını Kağan İşçen (c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir. |