Yüreğimden Kırıntılar
Kirlenmek güzeldir diyordu bir reklam
kirlenmek güzeldir o yüzden kirleniyorduk kirlendikçe büyüyorduk ama hep bir şeyi durmadan atlıyorduk büyüdükçe daha da kirleniyorduk ve artık hiçbir şey güzel gelmiyordu... ve o yüzden hiç büyümemeliydik kirlendiğimiz yerde bitmeliydik... .................................................... hiçbir zaman sigara olamadım oldumsada asla zehirlemedim bitmemek için direndim, içme sağlığa zararlı dedim içtin... derin nefeslerle içtin... sanki bir yere yetişecektin bir nefeste tükettin... oysa hiç yakmamalıydın... içine çekmemeliydin parmaklarının arasında değil kalbinin üzerindeki cebinde yer almalıydım... ................................................................................................................... düş-eş... eş-düş... eş-düş’lerinde yüreğim... yüreğimde üşür ellerin... ellerin masum bir suçlamadır... suçlama; düş-eş’tir kelimelerinde... kelimelerinde üşür ellerim... ................................................................................................................................. dilim kanıyor! ne zaman dalsam hüznünle uykuya gözyaşın beliriyor düşlerimde büyük bir acıyla durmadan dilim kanıyor... ............................................................................................... hep yabancılaşıyorsun hep uzaklaşıyorsun her zaman yarım bırakıyorsun yukarıda ki dizelerim gibi ........................................................................................... kış güneşi var dışarıda şehir bir soğuk bir sıcak karmakarışık bekliyorum yağmuru yağmıyor bekliyorum gelişi gelmiyor durmadan saçmalamaya çalışıyorum boşuna uğraşıyormuşum zaten saçmalıyorum ................................................................................ uçuşuyor duygularının yaprakları toparlamakta zorlanıyorsun dizeleri oysa ardından koşmana gerek yoktu varlığım kelimelerine bekçi olurdu... ....................................................................................... düş(üş)lerimde kayboldukça sende uzaklaşmışım halbu ki düş(üş)lerimde; hep sana tutunmak istemiştim. ama görüyorum ki yanılsamalar dünyasında dört duvara tıkanmışım... ......................................................................................... tümceleri kaldırıyorum; saçmalığına aldırmadan cümlelerimin... bayatlamış bir yorgunluk çöksede üstüme, her daim tazelenmeye hazır sevdam... ............................................................................. ölüm nedir ki ya râb?... çürümeye yüz tutmuş bir et yığını... o zaman ölüm yerine yaşat beni... hergün ölümü tadayım giden yarın yollarında... ..................................................................... birşeyler dolanır damarlarımızda kan değil, bize anlatılan yanlıştır aslında... kan hayati bir sıvıdır ama ben hayattamıyım ki ................................................................... ß..... ße..... ßek..... ßekl..... ßekle..... ßeklem..... ßekleme..... ßeklemey..... ßeklemeye..... ßeklemeyec..... ßeklemeyece..... ßeklemeyeceğ..... ßeklemeyeceği..... ßeklemeyeceğim..... .................................................................. Kar yağıyor!... umurumda değil... ama; yinede ört üstünü... çünkü; sen çok üşürsün bu zamanda... ............................................................................ ve; son sözünü söyledi tanrı; buyruğuna uymayan iblise... kovuldun!.. ve; son sözümü söylüyorum ben, yüreğimde ki sevdamı anlamayan sana... kovuldun!.. ama; gitmemek için diren sevgili... ....................................................................... Güneş her gün suratına pislik bir gülümseme takarak, inatla doğuyor odama. o an gökyüzüne benzetirim kendimi. gökyüzü gibi mavi, daldıkça mavinin içine nefes almanı imkansız kılan, katran karası bir sonsuzluk, zifiri bir yalnızlık içimde. sorulmadan verilen yaşama hakkını, ölüm hakkımı elime alarak ödeşmek istiyorum hayatla. gündüzün yalancı maviliğine kapılmaktansa, gecenin maskeziz karanlık yüzünde işe yaramaz benliğimden sıyrılarak ölmek istiyorum. avuçlarında kokumu bırakarak... .................................................................................................................................. yine bir gece yine bir kişilik buhranı düşlerim karışık duygularım cıvık ve bedenim kıvranmaktam kırışık yatıyorum düşlerimle bedenimle ve senin hayalinle yatıyorum bakarsın şansım vardır uyanmam... .................................................................... Kuru bir buğu penceremin camında. ismini yazmak lazım aslında, ama yerimden kalkmaya mecalim yok. yokluğunun düşüncelerinde yorgun düşüyorum her zaman. kabullenmek daha da bir acı veriyor kabullenmeye çalıştığımı kabullenmek... ....................................................................................... yeni yeni anlıyorum; hayat boş bir kutudan ibaretmiş... anamdan emdiğim süt burnumdan gelmedikçe; asla dolamayacak boş bir kutu; o zaman affet sevgili; benim kutum çoktan doldu, sen gelmeden boşaltmaya gideyim ölüme... ve sevgili; lütfen yeni hayatımda, bu kadar geç kalma sevdama... ............................................................................... |
Saygılarımla...