4
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1667
Okunma
Kalbin tutukluk noktasına
Bir saat geri gelirken yaşam
Ben raptiyelenerek yaklaşıyorum saçlarına
Çaputuna gizlenmiş Samanyolu
Siler şimdi bildiğin tüm zamanları
Ben zamanı aşktan çaldım Şehriyar
Durdurdum hatırınızda kalan yarınları
Tıkadım kum saatlerinin boğazlarını
Ve sonra öylece bekledim
Öylece pusuda soğuk ve terli uzanarak
Avuçlarımda yanan geçmişi tıraşlayarak
Şehperde asılı yüreğimin tarihinde
Her gün değişen anekdotlarda
Karmaşalığın perdedarlığını yapan mülteci sevdalar
Bilinen tabuların yıkımını seyrettiriyor
Ellerimin tırnaklı ahalisine
Değişen ne çok şey var
Ne çok değişmiş saçların
Tarih bize ait değil miydi ne
İçimize sızanlar göremiyor içimizi
Çok çabuk mu değişti saçların
Ne kadar da güzel kokuyor
Lavanta menekşe ve intihar
Damla damla kan sızıyor
Saçlarının örgüsünü sökerek yüreğinden
Bilinen dokunuşlardan usanmış yalnızlıklar
Anlatırken son demlerini
Bir ana hasretiyle sevdim seni
Öylece yürünür patikaların üzerinde
İlkbahar ve sonbahar ayrılıkları
Ankara’da yağar yağmur
İstanbul’u sel basar
Kaynayan nedir kazanlarda
Aşkı tımarhanelerde arayan meczup
Yakar kendini şehrin meydanlarında
Zülfünden sızan yağmur
Dönerken semaya yedi rengiyle
Siyahın en koyu tonuyla kapanırken odalara
Bize ait bir dramanın repliklerinde
Kapalı gişe oynuyor yalnızlıklarımız
Biz kendimizi sözde bulduk
Söz içimizde kokulu tragedya
Aşk ise pimi çekilmiş lâl dudağımda
Ben seni içimden çaldım şehriyar
Kasımın ortasında kasımdan ayrı sevdim baharı
Kış ürpererek özlerken yazı
Ben sabahı önceden sildim aşktan
Kırılan karbon ve parçalanan atom
Füzyonunu değiştirirken hayata
Bambaşka bir benle içimdesin şimdi
Bambaşka bir tenle içimde
Selçuk ERKİ
5.0
100% (4)