Kalbi Ahir
Ve bir bahardır
Sokaklar kirli, yıkanmışlıklar kırışık Sen bilirsin Elbisede dikilir şerifler Hamağında kurulunca düşler Beklenilen önceden gelmez Beklenenler boşa çıkmasın düşü Dün bizimdi Biz şimdi sensiz Hani sensizliğin bir anlatımı olsa El cevap aşk olurdu yazımda Kokundan tanıdım seni Geçmişsin avludan Avlu zaferan gökyüzü mercan Asrı içimde günebakan çiçekleri Yedi düvende üç dilde tek hecedir aşk Ve öylece sevdim ben seni Öylesine masum ve ıslak Suretten kaybolunca acı İçten içe kemirir siman Bahar tılsımını kaybetmiş bir sihir Ayrılık kompozisyona geniş bir konu Mevzu susmanın arifesi Gün batımında sessizliğe mahkûm şimdi adın Hangi kapıyı çalsan Sunarlar ikramını mahremiyetin Tetanos şimdi girmediğin kapılar “Dokunman ihtilaldır tene” Dur şimdi Kaldıramaz saç diplerim Kaynayan parmak uçlarını Zaman mübrem şimdi adına Pıhtılaşmış düşlerin sızısıyla Düşerken çardakların sırmasına Kendini kaybetti zaman Var olmasını beceremeden Becererek kendini Ve şimdi! Bir ayıbın izinde kana kana Utanıyorum bahardan Bitti! Masal bekleyenin oldu Düşünce sözler ikinci ele Kıyamında yitirilince aşklar Susunca kadınların parlak dudakları Öpmeye kıyamadığım o balmumları Yıldızlar ezildi ayakların altında Dün yağmur yağmıştı ya Bugün de yağdı Ve değişmedi insan Yıkansa da iki defa sadrı Selçuk ERKİ |
yağmurların temizleyemediği bir kir anlatımı
ki kaç sine de aşktır adı...
tebrikler