Şarapnel
Kerpiçlenmiş bir aşkın sol anahtarındayız
Direnmekte, kilitli tabuta yalnız giren ölü Sırtımda gümüşten bir sadak Avucumda sahipsiz mektuplar İçimizde yer yapan ayrılık şarapnelleri Sen değil en çok dünümüz yara aldı Yaparken geçmişin soytarılığını beynimize Topuklarında çoğalan bulutlar Yıkarken ruhunun parmaklarını Sadağımdan firar eden bir ok Çilingir olur suyun dilsizliğine Ölü balıklar süsler geceni Ve ciğerlerine yayılan ayrılık şarapnelleri Suskunluğun perde olur dudaklarına Kalbinden geçmiştir ok Sıyırırken elmacık kemiklerinin cilbabını Dişlerinle temizlemektesin içindeki şarapnelleri Ününü yitirdi tüm harfler artık Yoklukla anılıyor masallar Düşerken her bir platonik noktası Hepsinin başlığı sana atıldı Harflerin denkleminde zakkum çiçekleri Gözlerinde karabulutlar İçinde ayrılık şarapnelleri Dudaklarında mor düşler peltesi Şehir yırtmaçlanır Yüreğime gelmeni istediğim yollardan Karabasanlar belirir avluda Bitmiştir kış Önümüz ilkbahar Aylardan marttır 1o’na ulaşmıştır bahar Gözümde dünden kalan bir not Damağımda küflenmiş ten kurusu İçimde acıyan ayrılık şarapnelleri Selçuk ERKİ |