BİPOLAR AŞK
“Aslında iki kere iki her zaman dört etmeliydi. Ve hayatın bu matematiğinde, buçuklara boyun eğilmemeliydi...”
“manik-depresif bir yaşantıdır sevda...kısaca bipolardır aşk daima.” Dr.Ayşegül Atmaca BİPOLAR AŞK -kadınca- Her dizesine şiirlerin, ben hala adını yazıyorum. Hala suçlayıp gölgesini rüzgarın, Zamansız gelen düşlere dalıyorum. Susuyorum, Susuyorum, çıldırasıya bir okyanus büyürken yutkunuşumda. Susuyorum işte, adının dilimle her buluşuşunda. Oysa, sen seviyorsun bu halimi diye... Siyahlarına sövemedim işte gecelerin. Kıblesinde aynı ezber, dişlerinde birikmiş hecelerin. Doğru ya... Söylemiştin sen.... .....Her suskunluğun, sevmek gibi bir yanı var. .....Ve her yutkunuşun demirden lokması. Yine sen söyle ne olur, Ne zaman son bulur, her gece duymak sesini; .....İçimde çığlık çığlığa bağıran kadınlığımın. Yine sen söyle ne olur, beğendin mi? ....Adını mahpus koydum, ....Yüreğimde nükseden yalnızlığımın. Söylesene, .....Hangi tende can buldu (ben)de öldürdüklerin. Söylesene, .....Hangi bedende ben oldu (ben)den götürdüklerin. Oysa, Avuçlarımın en orta yerinde, Dudaklarımı kanatırcasına okşuyordum dallarını. Sevmesemde inadına tutuyordum o papatya fallarını. Ya sen... ya ben.... Ya seviyor... ya sevmiyor... Oysa, Göğsümün vebali senin üzerine... Bilesin. Senin üzerine, Kuruyan yeşilleri tenimin. Aslında toplayıp tüm anıları, ilk trenle gitmeliydim. Sen mavilerimi çalmadan önce, Hayatın en pempe yerinden öpmeliydim. Hatırlar mısın? Gözlerimde, gözlerinden gelen ışık vardı. .....Sen güneşimi karartmadan önce. Yine de bir mum yakıyorum, Karanlığa yeminli kadınlığım adına. Yalnızlığım, tutsaklığım, suskunuğum adına. Yine de seviyorum işte, bende kalan yanlarını. Ama sevemedim biliyor musun, .....Gözlerimin içine baka baka söylediğin yalanlarını. Şimdi, Yalanların, yüreğimde intihar provasında. Ve sessizce, Kıvrılıyor yatağımda, başkasından çaldığın kokun. Yine de susuyorum bende açtırdığın güller adına. Menekşeler, nergisler, güller adına. Ya da ne bileyim işte, İçimde hala hüküm süren “sevgin” adına. Beyaz gelinliğim, kırmızı kuşağım, Ve alnımda hala sıcak duran dudakların adına. .....Susuyorum, susuyorum işte sana. -erkekçe- Ey suskunluğu yüreğimde yaralar açtıran yar... Görüyorum da artık, Gözlerinin ışığında kayboluyor gölgem. Görüyorum da Yanağının her kıvrımında isyan etmiş bir tutam nem. Unutmadım, Işıklar kuşanan kırmızı kuşağın vardı senin. Unutamadım, Oysa mevsimler uyandıran gülüşün vardı senin. Hani ömrüm dediğim öpüşün vardı senin. Şimdi, Kokunda ayrı tını, yanağında kırmızının her tonu Oysa sen değil miydin, Yürek ülkemin, sevgi yağdıran mavi bulutu? Şimdi sisler ortasında, Omuzumda üşüyen meleklerle dertleşiyorum. Ve sesimin en yüksek notasında yine “adın” var. Beynimin içinde hüküm sürerken “keşke”lerim, En eğreti ağızlarda, kimselere diyemediğim “tadın” var? Söylesene; Hangi gamzenden öptü karanlığın güneşi, Söylesene; Hangi nefesinde can buldu, yaşayan bir bedenin kokuşmuş leşi. Oysa her çalışınca bu sevda kapısını, Karşımda seni bulmak vardı. Gözlerinin her santiminde bin güneş saklamak vardı. Şimdi, her mevsimde yangın yeri yüreğim. Hazan düştü papatyalara. Ve biliyor musun ? Yine her seferinde “yalan” düştü fallara. Ey ocağımdan pembe düşler götüren yar. Ey saçlarının her telinde ihanetler büyüten yar. Haberin olsun, Her gece ayrılığa kapanır oldu gözlerim, Dilimin her notasında aynı çıldırtan sukut. Kovamadım yağmurlarını işte, Yine aynı o kara bulut. Haberin olsun, Ya sıkıp şakağına gençliğimin, Adını dilimde kana boğacağım. Ya da her görüşte gözlerini, Binbir kuşku ile yutkunacağım. Varsın bozulsun yeminlerim. Varsın bozulsun işte... Unutma ki Kabullenmek çaresizliğin resmidir gözlerinde. -peki ya gerçek- Sevdadır aslında, ve hiç var olmayan ihanettir. Ve bu iki yürek yangının tek derdi, Şeytan kadar illettir. Oysa sevmek; Erken düşer yüreklere, sıcacık kan ter içindedir ağzı, yüzü. Oysa, Solgun bir bulut bile yeter yağmasına gözlerin. Kararır katran karanlığında aniden ve sessiz. Sevmek dediğin; Kokusunda yarin, “ağladım” diyebilmektir. Ve Hayatın orta yerine göz kırpmadan dalabilmektir Haydi uzatın ellerinizi.... Sizin “umut” gibi bir adınız, “yaşamak” gibi bir soyadınız var. Söyleyin ne olur, Sabahlamakta ne!....”Kuşku” kumalarınızın koynunda. Söyleyin Allah aşkına Yakışıyor mu sahte gülüşler aramak kırık aynalarda? Dedim ya, Sevmek; çırılçıplak sevince sevmektir. Sevmek ihanet celladına başkaldırabilmektir. Engin Badem -acemişair- |
Kokusunda yarin, “ağladım” diyebilmektir.
Ve
Hayatın orta yerine göz kırpmadan dalabilmektir
Haydi uzatın ellerinizi....
Sizin “umut” gibi bir adınız,
“yaşamak” gibi bir soyadınız var.
Söyleyin ne olur,
Sabahlamakta ne!....”Kuşku” kumalarınızın koynunda.
Söyleyin Allah aşkına
Yakışıyor mu sahte gülüşler aramak kırık aynalarda?
Dedim ya,
Sevmek; çırılçıplak sevince sevmektir.
Sevmek ihanet celladına başkaldırabilmektir.
sevginin en güzel en doğru tarifleriyle süslü güzel bir eserdi.
tek eleştirim şiirin ismine:))
yüreği şiir açan şair
sevgilierimle.