İSTEMSİZ UYANIŞLAR/2
Not:İstemsiz Uyanışlar 3 bölümden oluşan dizi şiirlerdir. Diğer1 ve 3’ üncü bölümleri okumanızı tavsiye ediyoruz.
Ayrıca şiirlerin öykü formatını üstad Özlem Pala hanımefendinin kaleminden okumanızı da ısrarla tavsiye ediyoruz. www.edebiyatdefteri.com/index.asp?istek=tum_yazilar&k=detay&yazi_id=35661 Uyumak istiyordu adam, ..... alabildiğine kapatıp gözlerini uyumak. Hiç içinden gelmiyordu, .....onu götürmek için bekleyen bir trene koşmak.. Doğrulup yatağından düşünüyordu kapatıp gözlerini. Ve düşünüyordu düşünde beklettiğini. Yazık ettim diyordu, .....solumadan dudağının kenarında ansızın çekip giderken. Yazık diyordu adam, .....kalbinde adı aşk olan bir çocuk intihar ederken. Dudakları hiç kıpırdamadan, sesinin en gür haliyle konuşuyordu, İçinde tüm renkler ölürken inadına bir kırmızı başkaldırıyordu. -Ne kadar da habersizmişim meğer .....kırmızının bu kadar güzel olduğundan. Dedi adam. Sonra; koparmak vardı bir tutam, omzunda kutsanmış şalından. Bir tutamda karanlığı zehreden saçlarından. Dedi ve yutkundu... Sanki her uyku aralığı alnımda en deli yazılıymış. ..... ansızın uyanmak. ne kadar da acıymış, Uyumak istiyorum biliyor musun? Dedi kendi kendine... Ve yine koçarcasına yürümek istiyorum, o kırmızı şallı kadına. Sonra devam etti adam. Oysa ne güzeldir mutlak bir yutkunuşun ardından Yeşil bir dokunuş sürmek, eteklerinin baharına. Her kapı aralığında kokun var sanıyorum, Sanki her perondan sen bineceksin, Sanki her varış sana, Her bilette adın yazılı sanıyorum. Her yağmur tanesinde gözlerin. Uyumak istiyorum işçi yorgunluğuma yenilirken gözlerim. Adam uyuyordu, bir tren birer birer fethederken istasyonları. Ve gülerek geliyordu düşünde kırmızı şallı rüyalar baharı. Kadın konuşuyordu buğulu sesinde yükselirken aşkın ivmesi. -Neredesin aşkım? Oldu, dudaklarını bıçaklayan o ilk cümlesi. -Uzat ellerini uzat ne olursun, Bilmez misin gidişinde, parmak uçlarımdan başlayarak tüm yeşillerim kurur. Ve gittiğinde; en soyut haliyle bedenimi kırmızı bir el yoğurur. Dokununca saçlarına rüzgar, renk olur içimde tensizliği bedenimin. Bir ayna gerek der dilim, bir ayna göstermek için telaşını yüreğimin. Şimdi burdasın, Gözlerin, fersiz bırakır beni. Seni seviyorum adın dilimde keserken nefesimi. Keşfetmek ne güzeldir kimbilir terinin zehrini. Oysa gelir mi diye teselli beklerken, ne garip şeydir ağlamak. Ne garip şeydir bilir misin dokunduğun her şeyde bir düşe bulanmak. Sen gidince üşür kırmızı şallı kadının. Isıtmaz biliyor musun adımı, kırmızı kan ile yazdığım adın. Kadın yüreği bir serçe hüznüyle biraz, Birazda kadınsal gücüyle hani devam etti. Sen ne zaman uykuya yağsan yağmur yağmur, Dirhem dirhem topraklığa özenirim. Emanet bırakır korkularımı, iki göz ekseninde düş gezgini şiirsel ezgilerde közlenirim. Gelişinle şenlenir yanagımda tutam tutam masumiyetim. Eteğimde yeşeren baharının, yeşiline gözyaşı satarım. Saklarım adımlarını fırtından arta kalan haliyle, Resmetmek ne güzel şeydir seni, usumda nefessiz gölgenle. Tükenişim son bulur sen geldiğinde, Yeniden inadına dişlerinin arasında doğarım. Yutkunuşunda düşmek için yüreğine, İçinde aşk olan rüzgarlar arzularım. Sen en ışıklı halinle kapayıp gözlerini, geldiğinde bana, Sana çırparım kollarımı ve bir türlü susturamam biliyor musun, yürek dediğimiz o yaramazı. Bakma bu gün biraz kirli akışıma, bir sözünle durulurum. Bugün susturma beni Allah aşkına, Ve açma gözlerini açarsan kendimi kirpiğinden kurtulmuş bir gözün siyahında bulurum. Adama söz düşmüştü, gözlerinde parlarken mahremi kırmızının Konuşmalıyım dedi içimde büyürken gülü tarifsiz acımızın. Ey düşlerimin kırmızı şallı prensesi, Ey dişlerimin arasında yüreğime yutkunan bir nefesin pençesi. Biliyorum perdeleri çekilince göz penceremin. Ansızın sen geleceksin. Ansızın ruhumu bir düş boğumundan alıp götüreceksin. Götür okyanusunda bir damla su olayım. Ya da soluduğun her hava zerresinde nem. Götür beni götür diyorum, gözlerime odaklanmışken elem. Ey kırılgan rüzgarlarımın farkedilmezi Ey dil ergenliğimin en koyu lehçesi. Ey sisler arasında parlayan ışık, Bilir misin? Gözlerim sendeyken aklım düzleminde karmakarışık. Adam ellerini uzattı düşünde büyüyen o kırmızı şallı kadına. Neyler ki bir ray gıcırtısı girdi rüyasına. Birdenbire sıçrayarak uyandı. Omuzunda bir biletçi eli. Sandıki ayrılığın kanlı hançeri. Yutkundu, Ve ağzından güç bele bir of kurtuldu. Kusura bakma dedi kusura bakma ne olursun. Akşama şurda ne kaldı gelirim, bir rüyada beni bulursun. Engin Badem -acemişair- |