CAMDAN KAKTÜSLERBen “gelemiyorum” diyorum sana, /dilimde acılaşan bir tadla... Üşüyorum, Yaş düşüyor kirpiğimin siyah tebessümüne. İnadına not düşüyorum, inadına bu aşkın öksürüğüne. Yapayalnız kalıyorum, /umutlarım birer birer tükenirken. Gelemiyorum diyorum sana, İçimde elsiz kolsuz bir can büyürken. Ey içimin kehribar yüzlü nazeni, Biraz ağır, biraz korkusuz baharlar bekliyorum. Yüreğimin el konulan yerinde inadına direniyorum. Sana diyemediklerim de var, Hani ne zaman uzatmak istesem kollarımı sana, /adımlarıma koskoca bir şehir dolanır Hani ne zaman “gelemiyorum” desem sana, /göğsümün mabedinde, camdan bir kaktüs canlanır. Ben “gelemiyorum” diyorum sana, /dilimde acılaşan bir tadla... Söyle, Keder dediğin ne ki senin, Alt tarafı ayrılık bulaşmış bir rüzgar uğultusu mu? Ve aşkının tek şahidi diye saklanan, /buruşmuş bir defter arasında kurutulmuş gül kurusu mu? Söylüyorum, Değilim işte sevda yoksunu yar, /vefa ektim saçlarımın köküne.Yalan yok yar, her gece bir öpücük bırakıyorum, /deniz kokan özlemine. Bugün biraz daha kimsesizim yar. İçimde közlenen sevdanı sayıyorum. Yüreğimin her yanı ateş yangını, Bir damla su aşkına, ölümler kuşanıyorum. İyiyim diyorum, bugün daha iyiyim, Yalan söylüyorum... Yanağımda bir mum gölgesi, Uzağında sessizlikler, biraz tedirgin, biraz yorgun işte. Gelemiyor yazıyor bir diken göğsümün mabedinde. Biliyor musun? Suskun dudaklar besliyorum dilimin ırmağında. Anlamsız bakışlar bırakıyorum bir duvarın çıldırtantebessümüne. Anlasana tüm hücrelerim sana döngüdeyken yar, Ölümlere gülmek, en doğru şey değil midir ? Gün sorma bana, /yaklaştıkça bir kum tanesi dudağıma. Savrulmuş bir ömür, bir ince ağrısın işte sen. Bir aşk, bir macera, bir vaveyla kadar gerçek. Yüreğimi, yüreğine söylettiremiyorum. Sorma bir söz verdim ki kendime, dönemiyorum. Ben “gelemiyorum” diyorum sana, /dilimde acılaşan bir tadla... Ruhumda safran rengi bir kan. Yalnızlığa çentikleri tırnaklarımın. Kanıyorken bir yağmur gökyüzünde, /başını okşamak ne acıdır sancılarımın. Gün sorma bana, Ellerim yüzümde, dişlerimin arasında dudaklarım. Isırdıkça büyüyor işte, /koskoca bir çaresizliğe rehin hırslarım. Boşver diyorum ben sana /bir yıldız kayıyor gökyüzünden, Biraz ıslak, biraz sıcak, biraz gözlerin gibi işte. Şimdi her pazar, Öyle bir efsun tarlası, bir tılsım bozgunudur. Bir mağrur gözyaşı, bir zulüm yorgunudur. Öyle dingin bir kıyamet. Öyle küskün bir merhamet, Gelemiyorum diyorum sana, /ayrılıyor bedenimden tırnak ile et. Ben “gelemiyorum” diyorum sana, /dilimde acılaşan bir tadla... Ey içimin kehribar yüzlü nazeni, Şimdi bir tacmahal gerek bana kubbesinde adın su ile yazılmış. Şimdi bir içli şarkı gerek bana, her sözü vuslatlara kazınmış. Engin Badem -acemişair- |
Şimdi her pazar,
Öyle bir efsun tarlası, bir tılsım bozgunudur.
Bir mağrur gözyaşı, bir zulüm yorgunudur.
Öyle dingin bir kıyamet.
Öyle küskün bir merhamet,
Gelemiyorum diyorum sana,
Kaleminiz daim olsun