19
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1562
Okunma

Suyun ışığını huzurun kapısına çalmak nasıldır bilir misin?
Gecenin siyahını örtünüp maviyle çoğalmak sonsuzluğa
Ateşe yaslanıp yağmura dönüşmek buhar zerrecikleriyle
Vakitsiz ölen bir cesedin gözlerinden tutuyorum son dileğimi
Ruhumun çığlıklarına kulak verip bir kez olsun dinler misin?
İlk ve son randevumuz olsun gel(me)diğin
Kapat gözlerimi
Ellerine düşsün kirpiklerim
Yalan da olsa (bed)duaların
Amin!
Rüzgarın koynundan alıp ihaneti merhamete sığınmak nedir
bilir misin?
Aleve suskunluğu giydirip esaret cübbesinde yanmak
Deliliğin gizeminde volkanları yıkamak ateşten gömlek
Başkalaşmak belki de aynı avare mimiklerle sahte yaşamlara
Hangi bilgeliğin izidir hayatı anlatmadan anlamaya başlamak
Avuçlarımda suskunluğun
Suçluluğun düşse de gözlerine
Bak gözlerime son defa!
Hain!
Çiçeğin poleninde arının telaşı nasıldır bilir misin?
Aynadaki suretin tedirginliğinden gülümseyebilmek
Anlayabilmek belki de bir kuş nasıl ağlar
Bir yaprak nasıl düşer sessizce
İnceden bir köprü nasıl kayar ayak dibinden sızıyla
Meçhuluyum bu kaosun
Faili zehir dudakların
Öp beni son defa
Bu bir ayin!
Ölümün renginde kirlenip beyaz bir kefenle aklanmak
Nasıldır bilir misin?
Çaresizliğin kader olduğunu fark ettiğinde soluğunun kesiğini
Bir müjdeci gibi aklar düştüğünde saçlarına
Ve alnına kırışıklar girdiğinde
Ellerinin titreyişlerini duyabilir misin?
Nasıl çırpınır bedenin
Nasıl anlatır içini gözlerin
Bunca nasıl yormuştur beynini sevdiğim
Söyle şimdi nasılsın?
Ben seni sevdiğim gibiyim
Üzerine basılmış mayın!
Cennet yokluğuna cehennem mi olur her şafakta
Günbatımı selam durur mu gidişlerine aldanıp
Yağmur yağar mı üstüne kırık gelinciklerimin
Bir nehir alır mı yatağımı denizlere meleğim
-Sonsuzluğu buldum yüreğinin zemherinde-
-Bedenime kefen olur musun sevdiğim-
-SON-
ASPENDOS