maya-murabut-albatros
bulanık gürültülü dalgalarda
sallanır köhne sal bordasına yapıştırılmış afiş aşk maya tutmaz içi kıyılan murabut adamın uyaksız shakespeare dökülür dilinden vakur ‘’hamlet babanın hayaletiyim ben bir müddet bu dünyadayım mahkum’’ parlak kabuk kaç vakit ister solmak için denize boca eder yüreğini bir kuğuyla bakışır kestaneezmesi gözleri sinsi gece kuşu beyni acı içinde asla aynı değildir akan sular hep farklı yaşam salınırken sarkaç paslı albatrosun kanatlarında düşleri varil varil söylemler doludur içi laf ola beri gele! bas varilton tenzilatlı sesler ruhgöçümünü çeker usul usul gönül gençyılmaz venedik |
yine, belki de Venedik sulak sokaklarının ozana verdiği esinlenmelerin bir perdesi..
ancak bu irdelemelerin bir genel teması var olmalı; belki de sürekli olarak varoluşunu değerlendiren, doğanın ve insanın içinde bulunduğu zaman/mekânın ilişkilerinde aranan bir bağlantı, zaman zaman da sorgulamaya, hatta belki de yargılamaya gidecek kadar...
dize öbekleri arasındaki bağlantılar, irdelemenin farklı alt kesitlerden/temalardan ileri gelmesinden dolayı, başka başka perde/repliklerden oluşabiliyor. Tiyatro gibi; gerçekten de ozan, bir oyun içindeki tüm kahramanların dilinden, dünyayı ve belki de ötesini irdeliyor.
biçem, belirsiz/anlamsız bir derinlik arasında gidip geliyor belki.. ancak düşünülerek okuma ile değerlendirilebileceği konusunda okur uyarılmalı neredeyse..
özgün şiir, irdelemelerin mesaj veriyor oluşu nedeniyle de güzel bir şiir. böyle olmasaydı; sadece şairin kendini yinelediği, ama her şiirinde değişip duran betimleme örneklerinden söz edecektik belki de..
kutlar, başarılar dilerim.
saygılarımla.
orhanti