GÜVEN &SEVGİKime güveneyim, kime sarılayım? En yakın dediğim vurmuş bağrıma, Bir annenin şefkati kalmış elimde, O da bazen sessiz, çaresiz susmuş zamanla. Hayat, ağır bir yük omuzlarımda, Dost dediklerim, bıçak saplamış sırtıma. Bir gülüşte yeşeren umutlarım, Bir sözle solmuş, kırılmış dallarım. Neden vurursun en derin yarayı? Neden en güvendiğim olursun harami? Güzel bir günde açan bahar gibi, Sonra sert bir kış gibi vurup gidersin. Sevmek mi? Her kalp taşır mı o narin yükü? Gözlerinle konuşursun sevdiğine, Sonra o gözler başka bir yöne kayar sessizce. Güvenmek mi? Köprüler kurarsın derin bir ırmağa, Ama her ayak sesi biraz daha çürütür tahtaları, Göz görmez, yürek inanmaz ilkin, Sonra bir düşüşte anlarsın gerçeği. Ey hayat, neden öğretirken bu kadar zalimsin? Her yara biraz daha eksiltir insanı, Ama yine de tutunur bir dal bulmaya, Yine de bekler iyiliği, sevgiyi yalana rağmen. Kalbim, ey yorgun yolcu, sen anlat bana, Kimler geçti, kimler kaldı ardında? Kim bir merhem oldu kanayan yarana, Kim bir hançer daha sapladı karanlıkta? Belki de yalnızlık, en sadık dostu insanın, Kimse yalan söylemez o sessiz odalarda. Ama yine de bir çift el arar işte, Bir umutla döner yüzünü yarına. Ve an gelir, Gözyaşların diner, ruhun güçlenir usulca. Sevgiye inat, hayata inat, Kendini sevmeyi öğrenirsin en sonunda. Sanma senin hainliğinle ben yıkılırım, Sanma bu hayatta pes eder, kırılırım. Ne yangınlar gördüm, kor olup yürüdüm, Senin ihanetin mi durduracak beni, güldürme! Hangi maskeni taksan, yüzün belli, Yalanların, zehrin… Hepsi değersiz şimdi. Ben öyle bir kalbim ki, çelikten duvar, Sen çarptıkça kendin paramparça olursun ancak. Sanma ki sessizliğim acizliğimden, Bu sükut, bir dağın sabrı kadar derin. Bir patlarsam, taş taş üstünde kalmaz, Hainliğinle yok olur tüm kirli oyunların. Ben sana boyun eğecek biri miyim? Ben rüzgara kafa tutan bir yüreğim! Düşerken tutunurum kendi küllerime, Ama sen, kendi çukurunda kaybolursun ebediyen. Sanma ki adını anarım bir daha, Sanma ki dönüp bakarım arkama. Sen geçmişin karası, ben geleceğin ışığıyım, Kendi karanlığında boğulurken, ben zirvedeyim. Ve unutma, sana olan öfkem bile bitti artık, Sen benim için bir hiçsin, yok hükmündesin. Ben kendi zaferimi sessizce kutlarken, Sen yalnızlığında çürüyüp gideceksin! Gör bak, zaman beni büyütürken, Seni unutuşum tarihe kazınacak. Ne isminden eser kalacak dudaklarımda, Ne de bir anı yükü sırtımda taşınacak. Ve bir gün dönüp kendine bakacaksın, O koca kibrinin seni nasıl yuttuğunu göreceksin. Ben yıkılmadım, yıkılmam; bunu unutma, Sen varsan da yok olsan da bu yol benim zaferimle dolacak! RAMAZAN ACAR |