Vicdansızlık çağı
Bir varmış bir yokmuş
iki uçmuş üç kaçmış hızlı tren metro uçak boynuz geçerken başı her köşe başında tuzak... Bir varken iki de varmış üç koşmuş yetişememiş bi türlü dördün peşinden beşin kat ettiği mesafe bir arpa boyu kadarmış... Acımazlık öğreti olmuş merhamet çiçeği solmuş analar saçını başını yolmuş vicdansızlık çağı gelip çatmış gerçek masalı kavuracakmış... Acımamalıymışız hiç kimseye kim oluyormuşuz da acıyormuşuz kendimizi Allah’ın yerine mi koyuyormuşuz hayır hayır öyle değil o, ben bir insanım Allah’ın ruhundan üflediği garip bir canım... İşte böyle bir çağdır ne yazık yaşadığımız artık acımayacak mı birbirine oğlumuz kızımız bu dünyanın her bir ucunda bir insan ağlıyorsa benim de gözlerim buğulanıp yaşarmayacak mı acı çekenleri görüp de kalbim burkulmayacak mı... Vicdansızlık çağı geldi masallar hikayeler çağı bitti gönlü güzel kalbi güzel dili güzel insanlar nereye gitti öyle bir ağlayacağım ki şimdi caddeleri evleri su basacak çığlıklarımı duyan fareler kendilerini kuyruklarından asacak bir haykırayım da görün acımak nasıl olurmuş ey duyarsız insanlar! Dünya bile hıçkırıklarıma dayanamayıp bağrındaki ölülerini kusacak... Gülhan Çeliktaş |