*Cennetin tasviri*
Kuşların ötüştüğü yere sanki gidişim
galiba cennetin tasvirine cüret edişim herkes birbirini seviyor sayıyordur şüphesiz taze ekmek kokusu bolluk bereket eşsiz benzersiz... Nereye gitmişler cıvıl cıvıl ötüşen şen kuşlar ağlıyor gözlerim gibi şimdi aralıklı yağmurlar rengarenk çiçeklerle bezeli uçsuz bucaksız kırlar sonsuzluğa uzanmış elleriyle duaya duruyor dallar... Şırıl şırıl suların melodisine eşlik ediyor ağaçlar serin tatlı sularda çırpınarak yıkanıyor ipek kanatlar pamuk pamuk bulutları kucaklıyor masmavi dağlar gecenin sakin yüzüne serpiliyor milyarlarca pırlantalar... Anneler kızmıyor bağırmıyordur böyle bir yerde neşeli çocuklar güvenle gülüyor oynuyor her yerde pamuk şeker kokulu sokaklar ve alıçtan kolyeler bir de sımsıcak yemekler pişiyordur huzurlu sevgi dolu evlerde... Dilenci hırsız bulunmuyor böyle bir yerde asla arama evlerin kapıları açıktır gelen yolcuya verilir bir tas çorba her mahallede sahip çıkılan kediler köpekler mutlular evlerin önlerinde mis kokulu hanımeliler güller açar... Neresi mi diye sormayın bilemezsiniz çok çok uzaklarda çocukluğumuz gibi değeri bilinmemiş peri masallarında küllerinden doğan Zümrüdüanka kuşunun kanatlarında ah bilebilseniz ne çok şey değişti son elli yılda hayatımızda... Gülhan Çeliktaş |