Az Demlenmiş Şiir
Göçmen bir sabah bugün
İçinden geçtiğim rüzgârın kartalına binmişiz Perdeleri kapatan bir bakışın usulca kayması ellerimde Odasına girdiğin kalplerin dumanlı safhasında aşk var Belki diyorum sonra Yakasına yapışan sözcükleri sirkelerken Yağmur yağsa Şehre diyorum bir sürgün inse Ve saltanatın sefaletine yüreğimin dişleri değse O maviyi bizden çalan aşkların cevabını merak ediyorum. Elini kalbine götüren trenlerin gidişini bana açıklayabilir misiniz? Dumanına kirpikleri değen Gözbebeğinin ortasına oturan şairi Anlatabilir misiniz bu savaşın dilinde Yarım yamalak ezberlenen sloganı Çarpıntısız bir sızıntı benimkisi Kapısında bir esmerlik Gölgesine vuransa bir gramofonun kalbine Gövdesini yaslamış güllerden sakınanın bir soru Kırmızıyı nereye diktiniz yüreğimden alıp… Ölüm Eskiden kırmızı bir buketin kapısına üflediği gözyaşıyken Şimdi toprağına dirhem dirhem dikilen bir ötekileşme girdabı |