ŞEFTALİ AĞACININ YAPRAĞINA BENZEYEN ADAM
Karşıda çiçekçinin önünde bir adam
-muhtemelen adını bildiği- çiçeklerle konuşuyor Hemen yanında -mimikleri savaş çıkarmaya hazır- cenaze çelengi hazırlıyor çiçekçi Yirmi bin kişi gol bekliyor tezahüratlar arka arkaya Küfrün bini bir para futbolculara topa hakeme ve arza ve semaya -bir daha stada yakın ev mi sümme haşa- Komşum arabasının lastiğini değiştiriyor Ağzında sakız gibi çiğnediği cümleler karısına mı arabaya mı anlaşılmıyor Beyaz bir kedi çöpün yanında umurunda değil ne gol ne lastik gözü kumrularda Bir kadın kan ter içinde pazar arabasını çekiyor doyurmak için ailesini hızlı adımlarla -kocasını tanıyorum göbekli bir paçavra- Balkonda oturuyorum elimde sigara ve önümde kavanozdan kül tablasıyla Şuan tam da genelde beni görmezden gelen şeftali ağacımın yaprağına benziyorum -beni ilginç bulabilirdi belki selfie çekmeye çalışan kadın görmeseydi beyaz kediyi- Çocukken cim harfine benzemek istiyordum öpe koklaya vav harfine çevirdiler İlginç değil mi İçeride masanın üzerinde ergül çetin Vandal ve Buruk bekliyor gözlerimi yanında mustafa merter Dokuz Yüz Katlı İnsan -kafanın içine diyor mustafa ergül’e çöp kamyonlarını sokuyorsan gül kokamazsın be adam- Üstüme alınıyorum Ulan diyorum zaten ne seviyorlar beni ne bombalıyorlar çocuk bedenleri gibi! Anlıyor insan böyle anlarda şairin “yalnız adamlara çığlık veriyorlar” cümlesini Not: Evin her yerinde şiir olmayı bekleyen karalamalarım var dolduracak kadar hem de büyük bir market poşetini Sen yokken bir işe yaramıyorlar al götür bunları sevgili Böyle de yaşayabilirim ben şeftali ağacının yaprağı gibi… Özgür SARAÇ / Râzı |
Bu sayfadaki şiirler hep özel hep güzel
Ayrıca şiir olmayı bekleyen karalamalarınızı market poşetinde değil de burda görmeyi tercih ediyorum :)
Tebrikler