ALDANIŞ
Nelere yaslanıyormuşuz meğer bilmeden
İnsan nasıl da avuntudadır hem de süreğen Ve vakit yüzleşmek vaktiyse su yüzündedir İçiyle dışıyla bir olan o muhteremler nerededir? Gülerken yüz ve nimetler bolken bilinmezler Kesilmeden çeşmenin suyu sır da vermezler Hani senken özne, girmektir bu destursuzca Uyarı da kaale alınmaz ne de hatır kalır da İşte tam da böylesi anlardadır serkeşlik Dönünce sırtını hissedersin bir kalleşlik. Gıyabında kimseler atıp tutmasa da aldanma Fıtratça iyi olmanın sadece bir gereğidir bu Estirmesin isteriz kara kışta ayazla kesif vurgu Tanımak ne de zordur insanın kamilini elbet Asla dönmeyeni pahasızdır sırtı, ilelebet. Yüz kez da kurtarsan yakasını kifayetsiz Merhamet sadece dilindedir, özde yetersiz İlle de bir karşılık bekleniyorsa muhabbetten Sıtkı sıyrılır insanın yaşadığı ihanetten. Bir masal düzleminde yaşamak arzusu bu Olmasın isteriz rüyalarda bile homurtu Bir riyalar silsilesinden yıpranış nice yıldır Güven sarsan ne varsa koparmak mübahtır. Güne değen hezeyanların çoğundadır aldanış Hakikatleri bulmak için bitmiyor hiç arayış Ne aldan ne de aldatıl, acısı derincedir Görünenlerin arkasında duruyor gerçekler Ana değeri katanlar eskimezler, süresizdir. İçinde türlü duygularıyla şu yaşamak var ya Gölge Ozan zannınca da kiminde olur angarya Oysa pür nur olsun istiyoruz her anını onun Özetle, gerçek dostlara yaslanın, sıkı tutunun. Oğuzhan KÜLTE |