Aşk ve Ölüm-İnanç ve Şüphe
gözlerinde puslu bir istasyon
yağmura dilenen çöl ezgileri bir yengeç gibi sıkışmış kabuğuna kıskacıyla kendini yaralayıp duruyor meçhul bir tarikattır aşk- -bir ömür boyu kölelik ve rüzgârın laneti ve ayinlerde yakılan tütsüler transa dalmış bedenler yıkıma sürükler mi sevenleri o uğultulu sesler o yaslı ilahiler körlerin söylediği kederli korolar gizli bir ayin midir yoksa bir korkunun tapınağı bin yılların tarihçesinde eski metinlerde adı aynıdır aşkın yüzcesi farklı firavun mezarlarından hiç özlem kokmayan günümüzün kalabalık ölülerine kadar dün bir tohumdu bugün bir ağaç oldu çarpıntının toprağında bir çavlan sesinde o gündü-sisliydi iki ikilem arasında geçirdiği ilk gecesiydi yarın kim bilir neye dönüşecek bir denize belki bir dağa belki soğuk bir duvara belki de treni ölen bir gara savaşın ortasında filizlenen bir güle mi yoksa barışın diline mi silah sesleri arasında birer kurşun kurusu gibi vınlayan bir söze mi dönüşecek gizini kim çözecek bir gün senin bu gizemli cemiyette o çağdaş ihanetlerin o süslü anarşist sözcüklerinde ritmi aynıdır kalpte frekanslar farklı uçmak için çırpınan bin yığın kanattır karlar içinde sirenlerde uluma seansları kırmızı ışıklar altında ölürken aşk _boran |
Ve her şey tadında güzel aşırılığa kaçıp sapıtmadıkça
Tebrikler selam ve dua ile