İnci-tanemŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Ey dikenli yolum!
Hoş kokan gülüm ne zaman açacak dalımda? Sakızların fal çıkartmasında Ne Leyla ne Aslı ne de Zeynep’ti aklımda Yoktun manilerin hiç bir durağında Ne sancakta ne alabanda tarafında Yelkenim buruktu ve küskündü Her ortamda. . . . Dinledikçe dalgalar davul gibi gelmekte Her şey, Her şey Gelirken üstüme üstüme Bir gelemeyen sendin sadece… Beklediğim yıllarım Biriken küllerle örtülmüşken Demirkazık’ın bir huzmesi yeterdi Kıvılcımınla doğardım yeniden. . . . Kerbelâyım şimdi Kan gömleği üzerimde… Ya bir -Em- miktarı şifa Ya bir -El- at yüreğime! Bak titriyor sensizliğin nefesiyle. . . . Kutsi bir hediyeydin Saçına tutamayacak kadar Asil! Tenine dokunamayacak kadar İmtinadaydım! Ben alt kulvarda Nefsime pehlivanken Gönlümdeki atışlarımı bir duysaydın Oysa ben! Potansiyel Mecnun kadar meczup Yılmayan Kerem kadar inat Aliş kadar gözü karaydım… . . . Şimdi sensiz hecelerde saklı şiirlerim Sükût dehlizlerinde kaybolur gizlerim. Beni uzaklarda arama İnci-tanem! Sessiz haykırışların Kül kokan yangın sonrası Siyah kalıntılarında ara Ve… Üzülme, senle de sensiz de yanmak Bana muratmış Sevmek, sana doymak değil Ömürlük hasret yutmakmış… halil |
yoksa yaşayan ölüden ne farkımız kalırdı