An GelirŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Yaş almamış bebeğin kanlı gömleğinde örüldü kıyamet.
An gelir
Sıkılırsın yaşamaktan Kızıl çığlıklar tüketirsin kan/sızı/larına Yoksul cümleler kurmak zül, Afaki sözler biriktirirsin boşluklara Nafile, dolmaz! Hiçbir anlam bunca anlamsızlığa Eş olamaz! An gelir Yitirirsin zamanı Yetim bir çocuğun gözlerinde ararsın Anlamı, anla/ma/mayı! Oysa zaman hep aynı Kabil’den yana saklanmış içinde onca kemmiyet Habil’den yana ezilmiş hep mahsumiyet! An gelir Susarsın… Zülüm karşısında susul/a/mayacağını Zülme uğrayınca anlarsın… An gelir Kendine haykırırsın Elsiz kolsuz bağlanmış sofranda Acı yutar sofranda ki lokmalardan utanırsın Şişttt! Uyuyor kefensiz mülteci Öz yurdunda sefil görünen yiğit müveccih! |
Susarsın…
Zülüm karşısında susul/a/mayacağını
Zülme uğrayınca anlarsın…
An gelir
Kendine haykırırsın
Elsiz kolsuz bağlanmış sofranda
Acı yutar sofranda ki lokmalardan utanırsın
Ne desen ne yazsan haklısın üstâdım, Cenab-ı Hak iki milyar müslümanı imtihana tâbi tuttu ama buğzetsek de yetmez, sınavı kaybettik, bundan sonra ceza olarak başımıza ne gelir Allah bilir.
Duyarlı yüreğine ve kalemine sağlık diliyorum, Allah râzı olsun.
Sonsuz selam, duâ ve saygılarımla.
Allah'a emanet olun.