2
Yorum
9
Beğeni
5,0
Puan
2534
Okunma
gidiyorsun diye rüzgarlarla usul usul
dilim kokuna hasretlik çekiyor bu gün yağmur
ağaçlar baktıkça ardından için için sukut
benim de bütün sevincimi öldürüyorsun dünüm
alçalan bulutlar yollara bakıp silkinen
şu dut dalları gibi düşürse seni yoluma
sonra sevdiceğim uykusundan uyanıp
işkilli damlaları sileceğine gözlerimden
oturup benimle uzun uzun ağlasa
aklımda kelimelerin hesapsızca
tüketildiği bir dünya var
hayalimde hala sensizliğin o kekremsi tadı
gece kuşları sessiz çığlıklar ve hasret
eksilmelerimden habersiz bir ömre gülüyor
sanki terminalde unutulmuş bir valizim
kimse dönüp bakmıyor kimse almıyor
kayıp eşya bürolarından farksızım
gelen gidiyor gelen gidiyor
nefes almaksızın esrik kuşların
sonsuz sandığı şu gökyüzü yok mu biriciğim
o bile aldanışlarına gülüyor hislerimizin
ben ise tüm utancıma rağmen inancımın
başımı yere her eğdiğimde karıncalardan ezik
küçük ve ufak tefek bir cismin
dağlardan da büyük olduğuna yemin edebilirim
aşkım benim yıkık şehirler atlasım
ne zaman geçsem kabristandan türkümü unutuyorum
bırakın ellerinizi artık
düşün peşimize
5.0
100% (10)