UnutulanCeviz bir sandıkta duran yüreğime emanetim gibi gözlerinden kehribar bir tespih yaptım saklıyorum gümüşüne gülüşümü astım ne ben gidebileceğim anlaşılan ne sen kalabileceksin bundan sonra süslü gece libaslarıyla örtülü neticede ağulanmış bir balım işte çatlamış dudaklarıma uzanan bu yol yolcunun hasretinden mi kalanın hasedinden midir nedir bilmem bir türlü bitmek bilmiyor ömür harmana düşmüş bir cüruf gibi aniden alev alan bir kainatın ortasında su kaplumbağaları gibi oradan oraya bakıyorum uyku annemdir koynumdan uzak intikamını almak için aşkın gece yarıları şarkılar söylüyorum eksik makamlı üstelik sazların bile bundan haberi yok üç kadın var iki çocuk dahası büyük hüsran haykırdım ardından sen ey unutulan batırılmış kadırgaların kaptanı boğulmuş şehzadelerin zalim hükümdarı aşk ne ki nefesimden bile vazgeçtim |