Yolcuyu Bilmesen de Yolu BilTeğet geçmedi gidişinin krizi Bunu bil… Beni bir soru işareti gibi bırakıp Bütün cevapların tırnaklarını söke söke giderken Gidişinin o kadarda masum olmadığını Hiç kimse bilmese de sen bil… Bize biçtiğin ayrılık kaftanını bir türlü yakıştıramadım kendime Kırk yamalık gibi üstümde sırıttı yokluğun Her sokağın meczubu Her çölün mecnunu oldum Vurduğun yerde ot bile bitmedi Bunu da bil… O tekrar tekrar dinlediğim şarkılar şahit Sahibinin mezarından ayrılmayan köpekler gibi Ayrılamadım senden Geçemedim senin kağıt kesiği sevdandan O buza kesmiş yataklarda sarmaş dolaş Senin hayalinle yattığımı da bil… Sevdim seni… Herkesten geç tanısam da, herkesten çok sevdim Zil zurna hüzün komalarında hep senin adını sayıklayıp Nasıl kokar Nasıl sarılır Nasıl öpersin bilmeden El yordamı, göz kararı sevdim Bunu bir kez daha bil… Bilsen ne kilitli kapılar yüzüme açıldı Ne atlas libaslar serildi de önüme El etek öpüp, geçmedim hiçbir kapının eşiğinden Kimsenin cenneti ile değişmedim senin cehennemini Yayan yapıldak, hep sana yürüdüm Yolcuyu bilmesen de yolu bil… Olurda bir gün Çapraz sorguda “sevdi mi” diye sorduklarında Göğsünü gerip "Hem de çok” diyebilmek adına Ateşe sevdalı pervaneler gibi hep sana uçup Kül olmak pahasına Hep seni sevdiğimi de bil… Seviyor muyum halâ… Bak işte bunu bilmesen de olur |
Bu sayfaya yorum yazmak beni hep aşıyor.
Defterde enler sıralaması olsa , duygusu samimiyyeti ve şiir hoşluguyla mutlaka içinde olurdunuz .Soruya gelince , size ait cevabı kimseler bilmesin.
Kutlarım üsdat.