Tebessümle Karşılanan Veda
Ölümün acımasız yüzü,
Hayatın masum gidişi, İnsanın anlamsız bakışı, Hayranlık duyan çocukların masum hıçkırıkları arasında, Sabah meltemiyle gün doğumunu bekler gibi, Ölümü tebessümle karşılayan bir maksudun şiiridir bu; Geceye serilen yıldızlar gibi, Hayat da gökyüzüne serilir, Her anı bir hatıra, her hatıra bir yıldız, Ve biz, sadece seyirciyiz bu sonsuz tiyatroda, Anlamsız bakışlarımızla, Her sahnede biraz daha eksilerek. Çocuklar, masum ve bilge, Her hıçkırıkta bir dünya sarsılır, Küçük elleriyle tutunurlar hayata, Ama bilirler, gidişin masumiyetini, Ve gözyaşlarıyla yıkarlar ruhlarımızı, Taze bir sabah meltemi gibi. Sabah meltemi, yeni bir günün habercisi, Ama aynı zamanda, bir vedanın fısıltısıdır, Gün doğumunu beklerken, Ölümü de bekleriz aslında, Her yeni başlangıçta bir son saklıdır, Ve biz, sonsuz döngünün içinde kayboluruz. Ama bir maksut, Tebessümle karşılar ölümü, Hayatın acımasız yüzüne inat, Masumiyetle gülümser, Ve o gülüşte buluruz teselliyi, Çünkü biliriz, gerçek sonsuzluk, Gönüllerde yaşar. Ölüm, soğuk ve acımasız, Ama hayat, masum ve narin, Ve biz, bu ikisinin arasında, Anlamsız bakışlarımızla süzülürken, Çocukların hıçkırıklarında buluruz umudu, Ve sabah meltemiyle, Gün doğumunu bekler gibi, Tebessümle karşılarız vedayı. Sonsuzluk ve Masumiyet Ölümün acımasız yüzüne karşı, Hayatın masum gidişinde, İnsanın anlamsız bakışlarında, Ve çocukların hıçkırıklarında, Buluruz gerçeği, Sabah meltemiyle gelen teselliyi, Ve gün doğumunu bekler gibi, Tebessümle karşılarız, Hayatın en son hediyesini. Erol Kekeç/18.05.2024/03.40/Sancaktepe/İST |