1
Yorum
11
Beğeni
0,0
Puan
389
Okunma
yazılmamış bir şiirin
son mısrası gözlerin ki
yokluğunda
yaşanmamış bir zamana
gözperdelerimi açıyorum.
dünyamsın benim,
serserim,
düzenim
bu yüzden
bedenim göğe çevrili
parmak uçlarım denizde
-sırılsıklam-
sende yaşıyorum/
soluğumsun benim
AKciğerlerimde hapsettiğim.
üşümüşüm
tenimi teğet geçen
kışla değil
yürek ürpertisi,
yaşanmamış düşle değil.
dudaklarımın soğukluğu
hep bir kalabalıkta
yokluğunun gizini
sus(ay)arak
goğüs kafesimde
tuttuğum.
özlemim,hasretim
yenilgim.
aşkı/nı ver bana
üşümeyeyim..
kendi yalanlarımıza inanan
çaresiz ruhlarız biz.
biz olabilmek adına
kaç eşeyli bölünmüşüz
her gidende bir parça
parçam ki
çaresizlikle aşkı
yüreğimizde barışık tutmuşuz
tutunmuşuz
yaşamın korkuluklarında..
ümitle kırgınlıkları
dehşetle sevinci harlayınca
yüreğimizin odacıklarında
felcimizin kaynağı olur
kalakalan parmak uçların
çaresizliği ki
sırılsıklam akarız
kaygının ve doyumun
bentlerine
dolarken
az düşleri yaşamın
ucundan hayalleri
kabulümüzdür..
unutma.
biz rengin değil
maviden siyaha
ara rengin peşindeyiz.
o yüzden avuç içlerimiz
boya kokar..
gerçek bilinsin
istiyoruz
doğru,yanlış,çapraz,eğri
ya da açığa çıkışı yüreğinin
sen bil ki, ben de seveyim.
ve doğruluruz
her şiirde
hasret ve hararetin
derin imgesinde.
yüreğin burkulması
göz dayanıksızlığı
aşk azlığı
açılır ve kapanmaz
tarihin safir yarası
ılık ve masum bir
süzülüşle
geri dön bana
pencere pervazlarının
tutsaklığından kurtar
bebeklerini gözlerimin ki
gece;
ipek dokusu
çözüldüğünde
ellerin/
tamamlanmış
cennetim benim..
(...)