sana/sadece sana..Şiirin hikayesini görmek için tıklayın bazen açılır bir pencere caddeler bir kaosu taşır, şehir bir geceyi ve sen, en ücra köşesinde odanın, sobelenmiş bir çocuk gibisindir masum... (...) yoruldun biliyorum. güçlü olmaktan ve dimdik durmaktan hecelerinin sessizliğinde attığın her adımın arkasında durmak yoruyordu seni.. hangi düşün hangi köşesinde kabuk atmış bir rüya bekliyordu sızlayan yanlarına,, yarınlarına sürünmek için merhem/merhem ki yanımdaymışsın hissi kafi gelmiyordu avuç içlerinin ıslaklığına.. arka bahçenden geçen okul çocuklarının sesleri tam orta yerine DÜŞtüğün kuyularında aks ediyordu.. bir yerlerde yanlış yapmanın dayanılmaz hafifliğini ve telaşlı kırıntısını yaşıyordun.. sonsuza dek düzelmeyeceği korkusu pusuya yatmıştı çocukça küsüyordun gecelere/kendine ve akşama. kağıda sonra. karayı alıp terkine, kağıttan gemilerini yakarAK, kendine yazıyor/ kendine yazılıyordun tüm sahipsizliğinle.. (ellerim/ellerin) derdin kış olsa gerek henüz göç etmiyor doruklarından/üşü-yorsun hüzünleri biriktirmeyi seversin sen.. sıraya sok bence, postalanmamış mektuplarını önce/ kuru yapraklarını sonbaharının.. gözyaşını/ deniz taşını/ sorulmamış sorularını/ verilmemiş cevaplarını/ kırılmış seslerini/ yaşanmamış paylaşımlarını/ biriktirilmiş zamanlarını/ ve özlemi ve hasreti biriktirmeye… hala d(üşüyorsun) ekim.. mavi ve siyah en güzel taşıdığım iki renk hiç sana söylemedim.. sen sıcağı pek sevmezsin bilirim. güzü severdin. bu yüzden döküldü yüzümüz yaprak yaprak son/baharlarımızda ki yönsüz/yersiz yurtlarımızda yüreğimize düşen sevdamızla boyardık her şeyi.. sen hazan gözlüm olurdun ve yağmur başlardı. ben seyyahı olurdum evrenin/ sen rüzgarın en delisi ile dalaşırdın kırarak saçlarının kırıklarını gülüm/ - süyorum.. yüzüne yakışan en güzel apolet omuzlarından sekip yüzüne düşüyor ne de güzel yakışıyor gözlerine tebessüm… hırpalamak istiyorsun bil/iyorum.. bende takıldım köşelerine odalar boyunca ki en özeli kalakalmak kim bilir… sinip kuytularından içeri bir hasreti/harareti biriktiriyoruz her dem. kahve içmeliyim şimdi/ yutkunmak-sızın.. (…) |