bu yüzden kestim saçlarının kırıklarını kestim sözümü ve bende dönüp arkamı gittim…
(...)
Yüreğimden yüreğine teğet geçen ten kokusunda bıraktım. ç/aldım sözlerimi ki ve bende
sus/tum.
kendi durağımda/durağanımda. tek şekerli çay tadında bir mola yerinde yaklaştıkça kendime derinliğine sustum. sana sustum ki düşürdüm avuç içlerimden maviden daha mavisini.
kırık bir notaydı iki dörtlük. aldım/alıştım.
sağanaklarda minnacık bir andı aniden başlayıp, koca bir hiçlikte son bulan/talan öksüzleşen/kimsesizleşen ki orda bir blok arasında kelimelerin tınısında gömülmüş bir anda seni buldum.
delice anımsıyorum şimdi inan ki hepsi bu sondan bir an önce.
bu gün cumartesi yüreğimdeki zamanı durdurdum ve sonra birkaç şey yaptım
biraz hasret çokça nikotin birkaç fincan kafein biraz kış biraz yaz biraz kendim ve tuz kadar sendim ki yaptığım birkaç eylem daha var lakin bunlardan bahsedemem şimdi.
damarlarımı zorluyorlar kimi zaman aklımı bir illüzyonun dehşetli gözlerle yutkunarak seyredilmesi için gerçek olması gibi gerçeğimdi bunlar.
yokluğunun teri yapışmıştı tenime göğüslerin dümdüz olmuştu göğüslerimdeki bu sabah yapışık uyandık sabaha dek iki bacağımın arasına alarak ayaklarını soluğun, soluğumun içindeki duvarlara çarparak nemli uyumuşum.
ve ben kazıyorum şimdi duvardaki nemi.
bu gün toparlayarak kendimi karmaşık duygulardan uzak kendime b/aktım kendi yüzüme elaya kesik kırılmış bir keskinlikte belki ama baktım ve yaralandım ben.
bedenim çatladı ve dağıldı odamın karanlık köşelerine parça parça.
yılmadım. üzerime çekerek en keskin düşü
dokundum sana doldum sana oldum sana ki
kar yağacak ve üzerimi beyaz vuslat örtüsü kaplayacak
”görmeliyim”
benim g/özlerimi bir daha bağ/lama artık düştüğüm yar/da o kuyuda. bir şey yok
aşk, çıplak ayaklı bir panterin ciğerimin üzerinde dolaşması ruhumla dalaşması.
aşk, boğazımın altındaki diş izi parmak uçlarımla dokunuyorum şimdi mora kesik.
bu gün ben kendime borçlu kendime kızgın kendimle alıp veremediklerimi kendime anlatır buldum
bir istek/bir tutku belki
yazılarını okudum. asla hatırlayamayacağın yazılarını ki sonra birkaç kare cemaline b/aktım sonra gözlerine sözlerine tatlı-acı yaz günlerinde sana bıraktığım her anıyı geri almadan ve hiç kimseye vermeden senden aldığım her şeyi şimdi kaçarak ve koşarak uzaklaşacağım. yolların tabanlarımda bırakacağı ağırlıkları bile kazımadan ki
günler sonra kayıp bir kentin sokağının tam ortasında sağında/solunda. bir yerinde bana b/akarken bulacağım seni. saçların ıslak uçları kırık bana b/akacak. bana baktığını göreceğim ki
omzunun kokunun yüzünün
bana dönük olduğunu bileceğim.
koklamayacağım ve dokunmayacağım delice özlediğim bu yerde ki flu bir görüntü içersinde
çekip/geçip gideceksin. içine.
evine geç kalma geç kalma hayata banyona küvetine paletine renklerine kokularına ve korkularına.
damlıyor evet parmak uçlarımdan ıslağın dokunma. bırak kalsın saçlarımdaki kir
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Son yaz(g)ıM.. şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Son yaz(g)ıM.. şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Aynı yakın kelimelerin tekrarı sıkıyor şiiri Şiir fazla kalabalık olmuş uzamış insanı sıkıyor okurken Akıcı şiir tınısı sesi de R ayraçlar kaldırılmalı
kim ne derse desin şiirdeki yol tam önümde açılıyor ve kazmaya devam ediyorum o zaman bir tünel aklımın derinliklerine bir tanede içime yeniden. ki tutup kuşların kanatlarından
Gittikçe kalırız bazen..Gittiğimizi sandığımız yerde.. Uzaklaştıkça yaklaşırız sanki..daha çok sayıklar, daha çok acıtır, kanatırız kendimizi.. Gittiğimizi sanırız.. Oysa bütün hücrelerimizle mıhlanıp kalmışızdır...
selamlar