Sare’nin Gülüşü
I
Ve güz geldi zemheriden sonra Cemreler düştü, suya tutku bulaştı Toprağa can, havaya yaşam karıştı Dağlar soyundu gelinliklerini Etekleri çiçeklerle bezendi Ulu bir peygamberin sözü bulaşmış gibi Yeryüzü rengarenk oluverdi. II Uzaktan şarkılar söyleyerek gelen adam Muştu diye avuçları bayram doluydu. Birimizin ağzında Sare’nin o kudretli gülüşü -Hani suskunluğun içindeki o isyankar kahkaha- Birimizin ağzı peltek oldu bayram denilince, Çünkü çocukluğunda bayram yoktu Birimizin kalp kırıklığından varlığı sızdı Cümleten düşmüştük peygamberin eteğinden Ayrık otları içinde renk veren çiçekler olduk. Gözlerden de düştük haliyle Gönül kapıları da bir bir kapandı Eşik yalnızlığına doyduk Sesleri aradık, kaybettiğimiz kimliğimizi de Tapınak avlusunda yitirdiğimiz inancımızı da Çalınan hayallerimizi, sömürülen emeğimizi Kanlanan ekmeğimizi, Zulüm ile bellenen bahçelerimizi. Yeryüzü bahar iklimine girdi de Boran bir hazan imdinde kaldık. III Gregor Samsa isimli böceğin Dört ayaklı yalnızlığı batıyor sol boşluğumuza Dünya dertleri akıyor damarlarımızda Rakamlara dönüşüyor, istatistiksel veri oluyoruz Boşluklar içinde büyüyor, Tekerrür eden tarih içinde tekrardan ibaret sayılıyoruz. Bozuk nakarat gibi nutuk buluyoruz ağızlarda Doğu’nun o bitmez tükenmez şarkısında Papağan tekerlemesi gibi baskılar tazeliyoruz. IV Rıza kapısı kapandı, Fatima’nın cömert avucu yumruga dönüştü. Yolsuz kaldı dervişler, Kimi kendini dinara sattı, Kimi aklına sırtını döndü Kimi de pervane oldu bir dilberin ekseninde Dilber ki dilber, Bir düzine evden alevler doğurur Sırtlarda biriken sırlar açığa dökülür Savrulur dinarlar, Çınlar sesleri altından kaseler Yudum yudum içilir badeler Üzüm kasidesi kokar meclisler. V Ana rahminde başlayan virgüller Toprağın rahminde noktalanacak. Çoğalacağız, çoğaldıkça azalacağız! Binbir virgüle sığamadık da Bir nokta içinde kıvrılıp uyuyacağız. Mayıs 2 LA. CA. US |
Kaderimiz kendi elimizde değil nicedir.
Ruhumuzu da teslim ettik yalancı iktidarların söylemlerine...
İşte böyle Kaafka'nın igrenç böceğine evrildik..
Nihayetinde biçareyiz. İnsanlığı ayaklar altında, köle ruhlu zavallılarız.
Evet, yine bir çok dip noktası olan şiir var önümüzde.
Hem düşündürücü, hem öğretici, hem de insanı kendinden utandıran nitelikte.
Çok teşekkür ederim değerli kaleminize, Orhan hocam.
Baki saygı ve selam ile.