Ucubeler
Mizanın kefelerinde iki güç dengesi
mazlumiyet senfonisi ve zulüm sirenleri yerden bitme bir fitne ateşi gökten inecek bir azap ateşi ey kabristanda yatan ölüler ne saadet size, derin uykulardasınız yeryüzünü ateşe verdi diriler karanfiller soldu, ateşe verildi güller dillerine düğüm atıldı aşkın cıvıltısını şakıyan bülbüller su kirlendi, söz yere düştü kırk bir kere fesat bulaştı yağmalandı, talan edildi iyiler, sevenler ve güvercinler Ucube bir serkeşlik, bir deli lakırdısı yer tanrılar mezbelesi göğün rengini kaplamış kurşuni tonlar şah damarlarında deli kanlar akmakta ve kol geziyor sokaklarında ülkemin ucubeler, ucubeler, ucubeler suretlerinde korkunun cilalı baltaları gözlerinde katran karası bir nefret hükmünü yitirecek beşeriyet düşecek yere boynunda urgandan bir esaret ’’... güzel kadınların renklerle örttükleri suretlerinin ve bakışlarının perde arkasında olan hilenin erkekleri serçeler, kırlangıçlar gibi göç eder mi? ucubeler zeytin ağaçlarını tutuşturuyor iblisin kahkahalarını salyalı ağızlarına sürerek ...’’ |
umut kendine mal edilmiş en büyük yalan
iyilik düşü
insanlıkla nefes alan tende
eyvallah şaiir söz yerini buldu