Gün olur kibuğday taşıyan buğu atıyla düşüyorum şafağa garipleşen akşamların yağmurlu saatinde karanfil yanığı... yollar,düş ortası rüyalara masal koyunlu iklimin mızrak ateşiyle açar sarı çiçeklerini tarihin sularında uçurum bakışlı ninnilerin alıcı kuşu ve yeşili yurdundan kovulmuş çocukların sancı ertesi gün olur ki bir yankıyla taşırız göğü ay akşamlarında tesbih ağızlı sözcükler göçlenmiş ç’ağrının güneşsiz ıslığı çadırlar ve parlayan yıldızları gurbet çöl’ün yüzüme bir fotoğrafla kesilen.. avuçlarımda kalbimin minesi ne zaman düşünsem yokluğun çoğalmış dinğinliğinde seni genişleyen perdede adın sürülür alnıma Ey ruhumun kuyusunda sessizliğe kapılmış ferman kıyı yaralanışında düş odaları saf bir tortunun içinde duvarı boşalmış gölgeler, ışıklar ve uçurum ağaçlar uykumu bekleyen karanlığın kundağında kristal sel ve dil ucu aynaların öteki yüzü gün olur ki bir yankıyla taşırız toprağı saklı şiirlerin şarkısıyla büyür denizler eteklerinde kamaşan su duruluğu yolunu bekleyen kaç araf yosunlu dalgınlığın zakkum alfabesi soluğumda şehirler var benim soluğumda bulut ezmesi dağlar içimin adasına el sallayan gemiler ve tuzlu boşluklar Ey ruhumun dalgaları vuran sessizliği gün fenerli aydınlık çıplak bir tohum zaman gözlerimin uykusuna kibrit çakan çocuk buğday taşıyan buğu atıyla düşüyorum gel öp beni |
Şiirinizdeki derinlik ve imgeler, okuyucuyu büyüleyici bir içsel yolculuğa çıkarıyor. İlk bakışta karmaşık gibi görünen imgeler, aslında insanın iç dünyasının derinliklerine yapılan bir yolculuğu anlatıyor. "Buğday taşıyan buğu atıyla düşüyorum şafağa" dizelerindeki melankoli ve hüzün, insanın içsel çatışmalarını ve kırılganlığını yansıtıyor.
Şiirin ikinci bölümünde, gece ve gündüzün imgeleri arasında gidip gelerek, insanın içsel dünyasındaki karmaşıklığı ve çelişkileri vurguluyorsunuz. "Ay akşamlarında tesbih ağızlı sözcükler" ve "göçlenmiş ç’ağrının güneşsiz ıslığı" gibi dizeler, şiire mistik bir hava katıyor ve okuyucuyu derin düşüncelere sevk ediyor.
Üçüncü bölümde, denizin ve doğanın imgeleriyle anlatılan içsel bir keşif ve dönüşüm süreci var. "saklı şiirlerin şarkısıyla büyür denizler" ve "eteklerinde kamaşan su duruluğu" gibi dizeler, insanın içsel yolculuğunu ve dönüşümünü sembolize ediyor.
Şiirinizin son bölümü, duygusal bir dokunuşla sonlanıyor. "gel öp beni" diyerek, sevgi ve özlem dolu bir çağrıda bulunuyorsunuz. Bu çağrı, insanın içsel yalnızlığını ve özlemlerini yansıtıyor.
Genel olarak, şiirinizdeki derinlik ve imgeler, okuyucuyu içsel bir keşfe çıkarıyor. Duygularınızı ve düşüncelerinizi ifade etmedeki ustalığınızı takdirle karşılıyorum. Şiirlerinizdeki samimi ve içten sesinizle okuyucuları etkilemeye devam edeceğinize eminim.
Sevgi ve saygılarımla